Geçenlerde telefonuma bir haber düştü. Belediyeler konusunda yapılan bir araştırma sonucunda belediyeleri sıralamışlar. Ankara’da Mansur Yavaş birinci, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise 2. olmuş…
Çok güldüm….
Acaba Antalya’da her şey mükemmel de ben mi görmüyorum. Her gün ulaşımda yaşadıklarım yoksa bir hayal mi? Hayır hiç biri değil…
Bu anketlerin nasıl yapıldığını tahmin edersiniz.
Örnek mi? İşte size her gün yaşanan ulaşım rezaletinden bir örnek…
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Bence çok görkemli kutlanması gereken önemli bir bayram. Bu bayrama ülkede karşı olan, Cumhuriyete ve Cumhuriyet için kan döken ter döken emek verenlere karşı düşmanca tavır takınanlara inat coşkuyla kutlanmalı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün İstanbul’un işgalinde söylediği söz kulaklara adeta küpe oluştu. Kahraman Anadolu halkı atalarının ‘’Geldikleri gibi giderler’’ sözüne sahip çıkarak bedelini kanla ödeyip işgal edilen bu güzel ülkeyi düşmandan kurtardılar. Cumhuriyeti bizlere emanet ettiler.
Yalnız bir şeyi unuttular, Bu ülkeye zorla, hileyle giren düşman, Şair Tevfik Fikret’in dediği gibi hiç de öyle gitmediler. Kimi itini, kimi de p..ni bıraktı, gitti. İşte onlar şimdi Cumhuriyete düşman….
99 yıldır bu önemli bayramı kutlamak isteyen Antalya halkı akın akın cumartesi günü kent merkezine aktı. İlçe belediyeleri ve Büyükşehir Belediyesi cumhuriyeti görkemli bir şekilde kutlamak için konserler, gösteriler ve çeşitli aktiviteler düzenlediler. Bunların hepsi siyasi amaçlı bir yarıştan ibaret olarak kaldı. Hiçbir belediye bu halkın nasıl ulaşım sağlayacağını konuşmadı ve düşünmedi.
Halk yollarda kaldı. Otobüsler çalışmadı. Çalışanlar ise işkenceyle yolcu taşıdılar.
Örneğin bir yıl önce Yalı Caddesi’nde 2 otobüs hizmet verirken, bu sayı bire düşürüldü. Kentin birçok mahallesinde bu yaşandı. Cumartesi günü saat 14.00’de Güzeloba- Hurma otobüsü ilk kalkıştan 10 veya 15 dakika içinde 10425 nolu durakta olması gerekiyordu. Zamanında gelmedi. Geç kalınca vatandaşlar 0242 6060707 numarayı arayarak ihbar hattından otobüsün ne zaman geleceğini sordular. Görevli memur 10 dakika gecikmeli kalkış yapacak dedi. Aradan 40 dakika geçti gelen giden yok.
Topluca Özgürlük bulvarına 15 kişilik bir gurup yürüyüşe geçti. Bu durakta ise toplam 28 kişi oluştu. Gelen arabalar tıka basa dolu. Bir tek kişinin bile binmesi imkânsız. Şoför yan aynayı (Sağdaki) göremediğinden sık sık ikaz etse bile insanların kımıldayacak mecali ve alanı yok. O kadar dolu. Kaza yapmak işten bile değil. Binen pişman, binmeyen pişman. Çocuklu aileler bayram yerine erişmek çocuklarını mutlu etmek istiyor. Çocuklar, çaresizce büyüklerinin çözüm üretmesini boyunları bükük bir şekilde meraklı ve üzgün bakışlarla ebe beyinlerinin otobüs kapma macerasını izlediler.
Oysa onlar atalarının kendilerine emanet ettiği Bu kutsal değerli ve önemli bayramı kutlamak istiyorlardı. Bu gün onların bayramıydı…
Ne yazık ki yönetici Büyükleri hiçbir önlem almamış onlara bu günü bilinçli veya dirayetsizlikten dolayı
Zahir ettiler…
Yalı caddesinde Saat 115,15’ de Durağa ancak yanaştı..
Yetmedi akaryakıt fiyatları yüksek oluşunu bahane edilerek hemen hemen bütün özel sermayeli otobüsler kontak kapattılar. Bu protesto 6 aydır sürüyor. Büyükşehir Belediyeden akaryakıtlarını sübvanse etmelerini istediler. Belediye konunun muhatabı olmadığını, akaryakıt sorunu ancak Ulaştırma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı’nın düşürmesiyle çözülebileceği cevabı vererek direndi..
Hükümetin zamlar konusundaki duruşu belli ve halk umurunda bile değil…
Belediyeler ise çözüm üretme makamı…
Belediyelerin halkın sorunlarını çözmesi beklenirken, mevcut yolcu taşıyan otobüslerin hemen hemen yüzde 80’i Belediye Halk otobüsü. Daha çok otobüs alıp bu sorunu çözebilir…
Kimin umurunda…
Şuna inanıyorum ki gelecek yıllarda bu ülke için şehitler vermiş ve onların evlatları da kendilerine zehir eden yöneticilerini geldikleri gibi göndererek tarihin tozlu sayfalarında yok olmalarını sağlayacaklardır.
Bekleyelim görelim….