Antalya Kent Konseyi’nin 12 Mart 2025 tarihinde yapılan “21. Yüzyılda Antalya Çalıştayının Kentsel Çevre Sorunları ve Yaşam Kalitesi” başlıklı oturumu gerçekleştirilmişti. Çalıştay kapsamında Antalya’nın çevresel sorunları gündeme getirilmişti. Bugün toplanan çalıştaya Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt başkanlık etti. Başkan Kurt, Antalya’da kent yaşamının kaybolmaya yüz tuttuğunun altını çizdi. Doç. Dr. Nilüfer Gürer, Dr. Nilgün Akbulut Çoban ve Çevre Mühendisleri Odası adına Prof. Dr. Güray Doğan, Antalya’da yaşanan sorunları aktardı.
ANTALYA’DAKİ GÖRSEL KİRLİLİĞE DEĞİNİLDİ
5.2. Kentsel Çevre Sorunları ve Yaşam Kalitesi Oturum’un başkanlığı Doç. Dr. Nilüfer Gürer yürüttü. Doç Dr. Gürer, Antalya’da yaşanan görüntü kirliliği ile ilgili sunum yaptı. Doç. Dr. Güler, Antalya’nın pek çok yerindeki görüntü kirliliği söz ederek, şu sözlere yer verdi:
“Görsel kirliliğin en ciddi etkilerinden biri trafik güvenliği üzerindedir. Yol üzerindeki yoğun tanıtım tabelaları, geçici düzenlemeler, araç üzerindeki reklamlar gibi unsurlar sürücülerde dikkat dağınıklığı yaratarak kaza oranlarını artırmaktadır. Literatürde bunun karşılığı bulunmaktadır; görsel karmaşıklık, algılama bozukluğu ve tepki süresini olumsuz etkileyerek sürücünün çevresine olan dikkatini azaltmaktadır. Reklam panoları ve ışıklı animasyonlar, uyumsuz bina cepheleri, eskimeler ve kirlenmeler, kablolar, elektrik trafoları, vandalizm’e giren kontrolsüz duvar yazıları, sokaklarda kontrolsüz atıklar ile çöpler, klima motorları ve düzensiz güneş enerjisi panelleri"
Antalya’daki en belirgin kirlilik unsurlarının başında; “reklam panoları” ve “ticari tabelalar” geliyor. Büyükşehir Belediyesi’nin bu konuda hazırladığı yönetmelik, belirli standartları ve yerleşim biçimlerini tanımlıyor. Ne kadar uygulanıyor? Yönetmelik, reklam panolarının belirli bir düzen içinde yerleştirilmesini ve vitrin camlarındaki reklam alanının yüzde 15’i geçmemesini öngörülüyor. Kaleiçi’nde görsel kirlilik üzerine çalışmalar yürütülüyor. Farklı bölgelere baktığımızda, ticari mekânların birbirine uyumsuz reklam tabelalarıyla kaplanması, estetik bütünlüğü bozuyor. Örneğin; Atatürk Caddesi ve 100. Yıl Caddesi gibi kent merkezindeki yoğun bölgelerde, bina cephelerinin tamamen reklamlarla kaplandığını görmek mümkün” sözleriyle özellikle Atatürk Caddesi ve 100. Yıl Bulvarı’ndaki reklam tabelalarının görüntü kirliliği oluşturduğunun altını çizdi.
GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİNE KARŞI DOĞAL ÇÖZÜMLER
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden Dr. Nilgün Akbulut Çoban gürültü kirliliği yönetimi sunumunu gerçekleştirdi. Dr. Akbulut Çoban, Antalya’nın gürültü haritasıyla ilgili dikkat çekici açıklamada bulunurken gürültü yayılımını önlemek için çalışmaların yapılması gerektiğini vurguladı. Antalya’nın stratejik eylem planının onay aşamasında olduğunu ifade eden Dr. Akbulut Çoban, gürültü kirliliğine yönelik doğal tabanlı çözümlerin etkin olacağını dile getirdi.
Kentleşmenin hızlanmasıyla birlikte çevredeki seslerin, rahatsız edici seviyelere ulaşarak gürültü kirliliğine dönüştüğünü ifade eden Dr. Akbulut “Türkiye’de çevresel gürültü yönetimiyle ilgili düzenlemelerin temelleri 1980’lerde atılmıştır. Avrupa Birliği ile uyum sürecinde geliştirilen Çevresel Gürültü Kirliliği Yönetmeliği, ilk olarak 2005 yılında yayımlanmış, ancak sahada doğrudan etkisini gösteremediği için çeşitli yenilemelerden geçerek 2022’de son halini almıştır. Yönetmelik, gürültü kaynaklarını belirleyerek, bunların sınır değerleri ve sorumlu kurumları tanımlanıyor.
ANTALYA HAVALİMANI GÜRÜLTÜSÜ BÜYÜK PROBLEM
Antalya’da gürültü kirliliği denildiğinde akla ilk olarak turizm faaliyetleri ve eğlence mekânları gelebilir. Sürekli maruz kalınan en büyük gürültü kaynağı karayolu trafiğidir. Şikâyet konusu olmasa bile, kentteki en yaygın gürültü kirliliği kaynağı budur. Bunun yanı sıra, Antalya’nın turizm merkezi olması sebebiyle havalimanı gürültüsü de önemli bir problem teşkil ediyor. Yılda 50.000’den fazla uçuşun gerçekleştiği bu alanda ciddi bir kirlilik söz konusudur.”
DENETİMLERDE EN FAZLA ZAMAN GÜRÜLTÜYE AYRILIYOR
Antalya İl Müdürlüğü, gürültü kirliliğini kontrol altına almak için yoğun bir çaba göstermektedir. Çevre Kanunu çerçevesinde hava yönetimi, atık su, katı atıklar gibi birçok çevresel mevzuat bulunsa da, denetimler içinde en fazla zaman ayrılan konu gürültüdür. Günlük olarak en az iki veya üç denetim bu soruna yönelik gerçekleştirilmekte, gelen şikâyetler incelenerek işletmelere yönelik idari yaptırımlar uygulanıyor. Denetimlerin büyük bölümü eğlence mekanlarına yönelik olup, sınır değer aşımı veya izin belgesi bulunmadan yapılan müzik yayınları gibi ihlaller tespit edildiğinde ceza uygulanmaktadır. İşletmelerin akustik rapor hazırlayıp belirlenen sınır değerleri koruması gerekirken, çoğu bu belgeleri sadece bir formalite olarak görmektedir. Oysa çevresel gürültü yönetmeliğiyle uyumlu bir çalışma düzeni oluşturmaları, hem çevredeki vatandaşları koruyacak hem de kendilerini cezai yaptırımlardan uzak tutacaktır. Bu nedenle, ilgili kurumlar işletmelere yönelik farkındalık çalışmaları yürütmektedir” ifadelerini yer verdi.
ANTALYA’DA HAVA KİRLİLİĞİ AKŞAM 23.00’DA PİK YAPIYOR
Son alarak Çevre mühendisleri Odası adına Prof. Dr. Güray doğan Antalya’daki hava kirliliğine değinerek hava kalitesini ölçen 7 istasyon olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Doğan, “Kumluca’daki istasyonumuz ise sanayi istasyonu olarak değerlendirilebilir. Tarım sektörünü sanayi açısından ele alırsak, hava kalitesi değerlerimiz ne olmalı, ideal koşullar nasıl belirlenmeli gibi sorulara yanıt arayan bir istasyondur. Diğer altı istasyonumuz ise şehir içinde yer alıyor. Bunlardan biri, bir okulun duvarına bitişik şekilde kurulmuş durumda. Bu istasyonun yaz aylarında gösterdiği bazı veriler soru işaretleri oluşturuyor. Özellikle pik saatinin gecenin 11’i olarak göstermesi, hava kalitesinin en yüksek kirlenme seviyesini bu saatte ulaşıyor gibi görünmesi, bazı tutarsızlıklar içeriyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2007-2008 yıllarında kurduğu bir istasyon, Aydın Çetinkaya Caddesi’nde, önce İl Müdürlüğü’nün otoparkında konumlandırılmıştı. Bu istasyon 2019’da Kepez’e taşındı ve o zamandan beri Kepez’de bir parkta ölçüm yapmaya devam ediyor. Mevcut durumu değerlendirerek, hava kalitesini izleme süreçlerini ele alacağız.
Şehir içindeki diğer Muratpaşa İstasyonu bir tarafında bir cami, diğer yanında bir okul bulunan, konumu gereği farklı çevresel etkilere maruz kalan bir noktada yer almaktadır. Kepez İstasyonu, kentteki hava kalitesini doğrudan yansıtan bir ölçüm istasyonu olarak önem taşıyor” sözlerine son verdi.