CHP Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde Basın Yayın biriminde memur olarak çalışan Antalya Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi önceki dönem Başkanı O.Ş.K’NIN 3 kıza uyguladığı cinsel istismar iddiaları yargıya taşındı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Antalya Kadın Platformu, kadınların susmaya ve sineye çekilmeye zorlanmaktadır dedi. Sürecin takipçisi olacaklarını ifade eden Antalya Kadın Platformu, sert açıklamalarda bulundu.

“ŞİDDETİN KAYNAĞI ERKEK EGEMEN KAPİTALİST SİSTEM”

Basın açıklamasını Antalya Kadın Platformu adına Elif Bilen Taş okudu. Bilen şu sözlere yer verdi:

“Bizler, eşit ve özgür bir yaşam için bir araya gelen Antalya Kadın Platformu olarak, her geçen gün artan kadına yönelik şiddete, tacize ve tecavüze karşı öfkeliyiz! Bu şiddetin kaynağı yalnızca bireysel sapkınlıklar değil, erkek egemen kapitalist sistemin kendisidir.

Bu sistem kadınları ucuz iş gücü olarak sömürmekte , bedenini metalaştırmakta, yaşamını denetlemekte ve cinselliği üzerinde tahakküm kurmaktadır. Kadına yönelik şiddet, bu düzenin doğrudan sonucudur. Failler sistem tarafından korunmakta, kadınlar adalete değil, susmaya ve sineye çekilmeye zorlanmaktadır.

Antalya Kadin Platformu (3)

“OLAYLAR SÜMEN ALTI EDİLDİ”

Bugün burada toplanmamızın nedeni şuanda CHP Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde Basın Yayın biriminde memur olarak çalışan Antalya Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi önceki dönem Başkanı O.Ş.K’NIN 3 kız kardeşimize cinsel istismar, taciz ve şiddet uyguladığı ile ilgili yargıya intikal eden kadına şiddet kapsamında açılan dava dosyalarıdır.

CHP üyesi olduğu ve faaliyet yürüttüğü 2018 yılında Bizim Çocuklar oluşumu ve sonrasında terfi ettiği Gençlik Kolları Başkanlığı döneminde siyasi kimliğini ve partideki statüsünü kullanarak içlerinde 17 ile 23 yaş aralığında değişen genç kız kardeşlerimize cinsel istismar, taciz ve şiddet uyguladığı yönündeki basına yansıyan haberler ve mağdurların bizlere başvuru yapması üzerine başlattığımız yürütme kapsamında gelişen durum sonucu bu basın toplantısını Antalya Kadın Platformu olarak yapma kararı aldık.

O.Ş.K’ın Bizim Çocuklar oluşumunu kurulduğu dönemden itibaren sistematik olarak kız kardeşlerimize taciz ,şiddet ve tehdit ettiği yönünde haberler parti içinde dönem dönem gündem olsa da CHP yönetimi AKP benzeri bir tutum ve tavır ile mağdur olan kız kardeşlerimizi korumak ve onların haklarını savunmak yerine, faili koruma ve aklama yoluna gitmiş gelen şikayetleri “Psikolojisi Bozuk” “Gençliğine ve verin” gibi söylemlerle geçiştirmiş olayları sümen altı yapmıştır.

“DAVRANIŞLARINA DEVAM ETMİŞTİR”

Fail, yönetimin bu tutumundan cesaretlenmiş sistematik olarak bu davranışlarını sergilemeye devam etmiş, kız kardeşlerimiz üzerinde yaşamlarını olumsuz etkileyecek travmalara sebep olmuştur.

Şikayetçi olan 3 kız kardeşimizin ailelerinin süreci takip etmemiz ve destek olmamız için Antalya Kadın Platformu’na yaptığı başvuru üzerine biz de platform olarak sürecin takipçisi olmaya başladık.

Söz konusu durumu aktarmak, süreçte halihazırda yapılmamış olanları sorumlulara iletmek üzere CHP Antalya İl Kadın Kolları Başkanlığı ile bir görüşme yapıldı. Bu görüşmede fail ile ilgili açılan savcılık dosyalarının olduğunu, failin belediye bünyesinde çalışmış olmasının, siyasi parti faaliyetlerine katılmasının ve protokolde ön saflarda yer verilmesinin de bulunduğu kamusal alanda da tehdit unsuru oluşturduğunu, yasal süreç tamamlanana kadar görevinden uzaklaştırılması ve bunun kamuoyuna deklere edilmesi talebi ile süreci takip edeceğimizi belirttik.
Geldiğimiz noktada tarafımıza buna dair dönüş yapılmadı. Fail hakkında hiçbir yaptırım uygulanmadığı gibi failin belediye bünyesinde halihazırda çalışmaya devam ettiğini de öğrenmiş bulunmaktayız.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Teftiş ve yargı sürecine ilişkin dikkat edilmesi gereken hususlar ile ilgili olarak da;

1-Yaşanan süreçte 26.02.2024 tarih ve 34545 sayılı, “Antalya Büyükşehir Belediyesi Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizi Önlemeye Yönelik Politika Belgesi”nin uygulanmadığı ortadadır.

2- Antalya Büyükşehir Belediyesi Yerel Eşitlik Eylem Planı 2023-2025’de; “A4. Kurum personeline yönelik sağlık hizmetlerini ve özlük haklarını iyileştirmek” Amacı Kapsamında; “H.4.2. Personelin özlük haklarının iyileştirilmesi ve iş yaşamında toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı ayrımcılığın önlenmesi” Hedefiyle; EG4.2.2. Çalışma yaşamında ve hizmete erişimde taciz, şiddet ve mobbing durumlarında başvuru yapılabilecek ve süreci yönetecek Etik kurulun oluşturulması EG4.2.3. Ev içi şiddet ve kadına yönelik şiddet uygulayan belediye personeline cezai yaptırımların uygulanması; Eylem Göstergesi/Faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi planlanmıştır. (Plan raporu):

3- Belediyenin yukarıdaki Eylem Planında bahsedilen bir “Etik Kurulunun” veya “Şiddet ve Tacizi Önlemeye Yönelik bir Yapılanması” bulunmuyor. Politika Belgesi’nde öngörüldüğü şekliyle kurumsal işleyişin uygulanmadığı açıktır ve bu belgenin de uygulanması için kurum bünyesinde bir yaptırım mekanizması bulunmamaktadır.

4- Teftiş Kurulu, eğer politika belgesine uygun şekilde işletilseydi, şikayetin kuruma ulaştığı andan itibaren hemen soruşturma açıp 3 ay içinde soruşturmayı tamamlardı, fakat anlıyoruz ki şikayet idarecilerin bilgisine ulaştıktan sonra bu konu teftişe aktarılmamış veyahut aktarılmış olsa da yaptırımsız bırakıldığı açıktır.11 Mart 2024 tarihinde hakkında uzaklaştırma kararı verildiği bilgisi basına dahi yansımışken bu konuda haberinin olmaması imkansız olan idarecilerin protokolde bahsedilen tedbirler uygulamakta geç kaldıkları ortadadır.

5- Politika Belgesinde: Çalışma yaşamında şiddet ve taciz fiillerini, disiplin suçu olarak değerlendirmeyi, şikayetlerde şiddet ve tacize uğrayanın beyanını esas almayı,

* Şiddet ve taciz vakaları karşısında gizlilik ve mahremiyete özen gösteren, tarafsız ve güvenilir, çalışanları misillemeye karşı koruyan etkin şikayet, soruşturma, yönlendirme, destek ve telafi mekanizmaları oluşturmayı,

* Oluşturulacak soruşturma, yönlendirme, destek mekanizmalarında cinsiyet dengesini gözetilmeyi ve mekanizmalar içerisinde görev alacak kişilerin yeterli yetkinlikte olmalarını sağlamayı, olası soruşturmayı şikayet sonrası en geç 3 (üç) ay içinde sonuçlandırmak için gerekli desteği sağlamayı,

* Şiddet ve tacize uğrayan çalışanlara yönelik uygun ve kolaylaştırıcı çalışma koşullarını ve düzenini tesis etmeyi,

* Şiddet ve tacizin bir iş sağlığı ve güvenliği sorunu olduğunu kabul ederek, ev içi şiddeti de gözeten risk değerlendirmeleri yapmayı, önleme planları oluşturmayı taahhüt etmiştir.

Bu haliyle bu şikayet konusunda idarecilerin bir yıl öncesinden haberi olduğu açık olmakla birlikte Antalya Kadın Platformu’nun konu ile ilgili bir dizi görüşmeler yapması sonucunda teftiş kuruluna soruşturma açılması mümkün oluyor. Belediye ivedilikle kamuoyuna bu şikayet konusu ile ilgili hangi adımları attığını ve ne gibi bir sonuç aldığını açıklamakla yükümlüdür.

6- Şikayet kuruma ve idarecilere ulaştıktan sonra iddialara konu personel (O.Ş.K) hakkında bir disiplin işlemi yapıldı mı?

Disiplin işlemi sonucu bir ceza verildi mi?

Görevden alındı mı?

Gençlik meclisinden çıkarıldı mı?

Halen belediyede çalışıyor mu?

Uzaklaştırıldı mı?

İş akdi sonlandırıldı mı?

Antalya Kadin Platformu (1)

Yapılan bir işlem varsa bunlar tarih ve evraklarıyla birlikte mağdur yakınları başta olmak üzere kamuoyuna açıklanmalı ve bilgilendirmeler yapılmalıdır.

7- Belediyede bu konuda sorumluluğu olan sıralı amirlerin her birinin konu ile ilgili tutumu ve işlemleri bilinmelidir. İddiaya konu (O.Ş.K) belediyenin gençlik meclisi başkanlığını yapmakta olduğu sırada söz konusu şikayete konu olan suçları işlemiştir. Bu nedenle meclisten sorumlu daire başkanlığı ve şube müdürlüğü de mevzuat kapsamında bu olaydan sorumludur.

O.Ş.K’nin aynı zamanda belediye personeli yapıldığı da iddia edilmektedir. Bu durumda halen görevi devam ediyorsa bağlı olduğu ilgili daire başkanlığı ve sıralı amirleri ile personel daire başkanı, bağlı bulunduğu genel sekreter yardımcısı, genel sekreter ve nihai olarak belediye başkanı da olayla ilgili sıralı olarak sorumludur.

Sorumluluğu bulunan bu idareciler hakkında görevi ihmal soruşturması açılmış mıdır? Eğer içlerinde O.Ş.K’yi koruyanlar varsa bu konuda görevi kötüye kullanma nedeniyle açılan soruşturma bulunmakta mıdır?

8- Aynı şekilde, söz konusu kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik protokolün tarafı olan Kadın Dernekleri Federasyonu yetkililerinin de bu yaşananlarla ilgili sorumluluğu bulunmaktadır ve bu süreçte belediyeye yönelik herhangi bir yazışma, inceleme ve protokolden kaynaklı işlem yapılıp yapılmadığı da açıklanmalıdır.

9 -Söz konusu olay ve iddialar yalnızca Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Yönelik Protokolün kapsamında değil aynı zamanda 657 sayılı kanun, ILO Sözleşmesi ve Türk Ceza Hukukunun kapsamına girdiğinden, iddiaların bu çerçevede de yargı soruşturmasına konu olması gereklidir.

Devletin, yargının ve kolluk kuvvetlerinin patriyarkal tutumu kadınları korumamakta, aksine yeniden mağdur etmektedir. Tecavüzü “rızaya”, şiddeti “aile içi mesele”ye indirgeyen anlayışlarla değil, kadınların örgütlü mücadelesiyle bu düzeni yıkacağız!

Kadına yönelik şiddeti durdurmak için değil, onu üreten düzeni yıkmak için buradayız!”

İDDİALARIN ARDI ARKASI KESİLMEDİ

İddiaların odağındaki O.Ş.K hakkında şu iddialar ileri sürüldü:

“Ülkenin en resmi kurularından bir tanesinden bahsediyoruz. Burada resmi bir evrak nasıl olur da kaybolur? Birincisi bu. İkincisi süreç içerisinde yine ikinci mağdur olan kız kardeşimiz var. Onun da şikayet dosyası on üç aydır hala daha savcılıkta hala daha dava açılmamış. Bugün hani hep şey vardır bilinen bir şey. Bir dilim baklavayı canı çektiği için çalan çocuğun yedi yıl cezaevinde yatması ya da anında müdahale edilmesi durumunda kadına şiddet uygulandığı noktada on üç aydır herhangi bir davanın açılmaması ya da açılmaması yönünde talimat verilmesi bu da yine kafamızı karıştıran bir şey.

Bugün Cumhuriyet Savcılığı ya da Antalya Adliyesi'ndeki savcıları araştırdığımız zaman isimlerden birkaç tanesinin belediye bünyesinde çalışan birilerinin akraban ya da yakınlıklarıyla alakalı olduklarını da biliyoruz. Dolayısıyla bu açıkça söylüyorum. O.Ş.K.’nın iletişim biçimi şu şekilde. Bu meclis içerisinde mazlumane bir şekilde kendince ülke siyasetini ya da ülkeye dair kaygılarını değiştirmek adına mücadele etmek isteyen çocukların, gençlerin hevesle girdiği bir alan. Ama bu şahıs gözüne kestirdiği kız ya da erkek fark etmeksizin bunlarla önce parti statüsünü kullanarak bir iletişime geçiyor. Onlarla yakınlık kuruyor. Daha sonra onların hakkında özel hayatıyla ilgili, aile hayatıyla ilgili ya da siyasi hayatıyla ilgili bilgiler topluyor. Bunları veri olarak belleğinde topluyor. Topladıktan sonra yavaş yavaş süreç içerisinde bir iki çay kahve molası yapıyor. Tabii bu insandan şey veriyor, güven duygusunu da beraberinde oluşturuyor. Çünkü çocuklar, gençlerimiz şöyle düşünüyor. Zaten bu kötü bir insan olsa partide bunları bir kere de ya da bursa da olmaz. İyi niyetli olarak düşünüyor.

DAVA SÜRECİ YENİ BAŞLADI

Dolayısıyla dünün sonuna geldiğinde olası bir eyleme gidildi. Ya da eylem planı gerçekleşti. Ya da bir şeyler ile hani partisi anlamında siyasi bir faaliyet getir götür işlemi yaparken o noktada şahıs kendi ödül planını ortaya koyuyor. Küçük küçük dokunuşlarla başlayan tacizlerle devam ederek sonrasında istediği talepler gerçekleşmediği zaman bunu o elinde toplamış olduğu verilerle beraber tehdit aracı olarak kullanan bir şey var. Kendi mekanizma. Ahlaksız bir yapısı var. Dolayısıyla aynı şeyi şu anda bağlı bulunduğu yönetim için ya da belediyede belli unsurlar. Çünkü aldığım duyumlar ya da gençlerin kendi içerisindeki söylemiş olduğu şeyler de var. Ama onları şu anda hani çocukların da güvenliğini sağlayabilmek adına bir. İkincisi, somut bir şeyler ortaya koyduğum zaman bunu paylaşmak istediğim için, dava süreci şu anda yeni başladı.

Bunun için şu an dillendirmiyorum ama muhtemelen ucu bir yerde bu ahlaksızlığın devamı kendilerine de dokunduğu için hem siyasi kimliklerini kullanıyorlar, hem yargıdaki akraba çevrelerini kullanıyorlar, hem de bir şekilde işte sizler de gördünüz Belediyeler Birliği Başkanı bugün şahsın nişanlısının annesi. O kız için de üzülüyorum. Gerçekten çok üzülüyorum. Umarım ki başına bir şey gelmeden bir gün burada onun için bir basın açıklaması yapma zorunluluğunu duymayız. O noktaya gelmeyiz. Ama bu failin masumane görünen ama aslında adım adım planladığı ortaya koyduğu bir yaşam biçimi var. Aynı şeyi en küçük işte gençlik meclisindeki çocuklar için de uyguluyor. Yetişkinler için de uyguladığını düşünüyorum açıkçası.

“DUR DENİLMELİ”

Dolayısıyla buna artık dur demesi gerekiyor. Ta ki 2018 yılından itibaren devam eden bu yaşam biçimi ya da bu davranış modeli yönetim tarafından biliniyor. Bilindiği halde gençlerin önünü açalım. İşte psikolojisi budur, odur budur diyerekten susturulduğu için çocuk sürekli olarak bunu devam ettiriyor. Bana ulaşan şu anda neredeyse ona yakın isim var. Ama şu anda onlar belli bir yaşa ulaştıkları için kimisi kendilerine bir düzen kurmuş, Kimisi şu anki var olan mevcut düzenlere ve arkadaş çevresinde dışlanmaktan korkuyor. Kimisi de işte belediyenin üst düzey yönetimciler tarafından herhangi bir yaptırım uygulanıp Antalya'da yaşama hakkının elinden alacağını korktuğu için ya da ailesi duymasını istemediği için bunlara bir şekilde sineğin çekmiş ve isminin duyulmasını istemiyor açıkçası. Dolayısıyla biz gazeteciler olarak ve kadın platform olarak bu konunun üzerine ne kadar çok gidersek Ne kadar kalemimizi güçlü tutarsak, bu ve bunun gibi insanlara artık bir yerde dur dememiz gerekiyor.

Ben şunu merak ediyorum. Belediyenin içinde bin tane yakın çalışan insan var. Acaba herhangi bir çalışan, bir kişi için de böyle bir şey söz konusu olduğunda aynı ibadetlikle çalışacaklar mı? Bu çocuğu bunların yanında ayrıca alıntı kılan neydi? Bu çocuğu neden bu kadar koruma altına alıyorlar? Bunu çok merak ediyorum. Asıl araştırmamız gereken ve asıl bilmemiz gereken nokta da burası. Buranın bundan sonrası da artık hani siz gazeteci arkadaşlara düşüyor. Bugün burada olmanız için ve destek verdiğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Umarım daha iyi Türkiye'yi daha geliştirdiğiniz için de ayrılınız, yardımcınız olsun.”

Muhabir: ABDULREZZAK KILIÇ