İnsanların emekli olunca gelirlerinin yüzde 50 düştüğünü belirten emekli seçim müdürü Mehmet Akif Kuruoğlu, “Emekli olunca mevcut gelirin yarısıyla geçinmeye başladık. Toplu taşımada 1 TL indirim veya emekli kahvelerinde ücretsiz çay değil, onurumuzla yaşamak istiyoruz. Siyasiler de kendilerini kandırmamalı, emekliler de gerçek desteği talep etmeli. Bizler ikinci sınıf vatandaş değiliz” dedi. ‘7 Soru 7 Cevap’ programına konuk olan Kuruoğlu, “Sadece ‘İstatistiklerde iyileştirme gösterelim’ diye yapılan işler, gerçek çözümler sağlamıyor. İnsan en büyük yalanı kendisine söyler” dedi.

 

Mehmet Akif Kuruoğlu kimdir, devlet memuru olarak nerelerde hangi görevlerde kaç yıl bulundunuz?

Mehmet Akif Kuroğlu 1960 doğumlu Kastamonu'nun Azdavay ilçesinde doğdum. İlk ve orta öğrenimi Azdavay’da okuduktan sonra lise öğrenimi Ankara'da tamamladım. Askerden geldikten sonra gardiyan olarak devlet memurluğuna başladım. 7 yıllık gardiyanlıktan sonra 9 yıl nüfus memurluğu daha sonraki dönemde de 20 yıl seçim müdürü olarak görev yaptım. Seçim müdürlüğü dönemlerimde Kastamonu'nun ilçelerinde, daha sonra Bartın, Amasya ve en son 2010 yılında Antalya’nın Finike ilçesine geldim. 4 yıldan sonra Döşemealtı ilçesine geldim. 2017 yılında da emekli oldum.

Emekli seçim müdürüsünüz. Seçim dönemlerinde ortaya çıkan iddialar sürekli artıyor. Sayım aşamasında ve bilgisayara işleme aşamasında gerçekten usulsüzlük oluyor mu?

‘Trafoya kedi girdi’ konusunda yorum yapamam. Ancak sandık kurullarını biz oluşturuyoruz. Sandık kurullarında, ilçe seçim kurulları ve Yüksek Seçim Kurulu gibi çeşitli kuruluşlardan temsilciler bulunur. Bir sandık kurulunda toplam 7 üye görev alır. Bunların 2’si son dönemlerde yasa gereği siyasi partilerden seçilebilmektedir. 5 üye ise son seçimde en fazla oy alan siyasi partilerin temsilcilerinden oluşur. Sandık kurulu üyeleri görevlerini layıkıyla yerine getirirse, her üye kendi partisinin hak ve hukukunu korursa herhangi bir usulsüzlük yaşanması mümkün değildir. 

Aynı konu ilçe seçim kurulları için de geçerlidir. İlçe seçim kurulları, 4 siyasi parti temsilcisi ve bir İlçe Seçim Kurulu Başkanı olmak üzere toplam 5 üyeden oluşur. Burada da temsilciler kendi haklarını koruyacak şekilde hareket ederse, uygunsuzluk meydana gelmez. Ayrıca ilçe seçim kurulu içinde bir yargı üyesi yer aldığı için sürecin adil olması sağlanır. Köylerdeki sandık kurullarında da aynı yapı geçerlidir. 5 siyasi parti temsilcisi ve 2 memur olmak üzere 7 üye sandık kurulunda görev alır. 

Seçim sürecinin güvenilirliğini artıran bir diğer önemli unsur da basının aktif takibidir. Sandık sonuçları belirlenir belirlenmez, resmi olarak ıslak imza aşamasına geçilmeden önce, veriler siyasi parti temsilcileri tarafından Ankara’ya doğrudan iletilir. WhatsApp ve diğer iletişim araçları sayesinde sonuçlar zaten önceden bilinir. 

İlçe seçim kuruluna ulaştığında, bu sonuçlar bilgisayar ortamına aktarılır. Eğer Ankara’daki verilerle bir uyumsuzluk tespit edilirse, örneğin A Partisi’nin oyu 25 çıkması gerekirken 27, B Partisi’nin oyu 48 olması gerekirken 52 olarak görünüyorsa, sistem anında uyarı verir. Böyle bir durumda ilçe seçim kurulları bu durumu inceler.  Eğer bildirilen bilgiler doğruysa, Ankara’daki veride yanlışlık olduğu anlaşılır. Hata ilçe seçim kurulunda yapılmışsa, düzeltme işlemi gerçekleştirilir ve YSK’nın kayıtlarına doğru bilgiler girilir. Bu mekanizma sayesinde seçim sürecinde hatalar önlenir ve adil sonuçlar sağlanır. 

Emekli olmadan önceki beklentileriniz neydi, olduktan sonra neler yapıyorsunuz? Yıllar önce emekli olan evini alır, torununa istediği hediyeyi alabilirdi. Şu anda bu tablo değişti mi?

Emeklilikte en önemli konulardan biri maaş değişimi. Çalışan bir kişi emekli olduğunda, maaşı genellikle yüzde 50 civarında düşmektedir. Kendi adıma konuşmam gerekirse, maaşım aynı şekilde yüzde 50 oranında azaldı. Muhtemelen bu durum tüm emekliler için geçerlidir. Emekli olunca mevcut gelirinizin yalnızca yarısıyla geçinmeye başlamış oluyorsunuz. Ekonomik açıdan büyük bir değişim olduğu için emekliler için ciddi bir bütçe planlaması gerekmektedir.

Emekli maaşlarına yapılan zam ve iyileştirmeleri nasıl buluyorsunuz, enflasyon karşısında yeterli oluyor mu? 16 milyon emekli nasıl bir yaşam sürüyor?

Eğer bir kişi çalışma hayatı boyunca yeterli birikim yapamamışsa, emekli olduktan sonra daha iyi şartlarda yaşama şansı oldukça düşük görünüyor. Ortalama bir evi 3,5 milyon lira olarak hesap edersek, 2,5 milyon lira birikiminiz olsa ve 1 milyon lira kredi çekseniz, bu krediyi 10 yıl vadeli ödediğinizde faizlerle toplam borç 5 milyon liraya ulaşıyor. Peki, bunu nasıl ödeyeceksiniz? 14 bin 500 Lira maaş alan bir insanın, aylık 50 bin lira kredi ödemesi mümkün mü? Çalışma hayatında kişinin ek gelirleri olabilir. Köyde veya şehirde mülkü bulunabilir, babadan miras kalmış olabilir, arsasını ev karşılığında değerlendirmiş olabilir. Bu gibi durumlar bir avantaj sağlayabilir. Ancak yalnızca tek maaşla çalışan bir kişi için emeklilikte ev almak, yaşam standartlarını yükseltmek, seyahat etmek, Türkiye’yi dolaşmak, Avrupa’ya gitmek, hatta Dubai’ye seyahat etmek neredeyse imkansız. Hayalini kurmak bile zor.

Emekli maaşlarına yapılan zam ve iyileştirmeleri nasıl buluyorsunuz, enflasyon karşısında yeterli oluyor mu? 16 milyon emekli nasıl bir yaşam sürüyor?

Fiilen 35 yılda emekli oldum ve hiçbir zaman memur maaşlarına yapılan düzenlemelerin gerçek anlamda iyileştirme sağladığına inanmadım. Emekli maaşlarıyla ilgili değerlendirme yaparken durumu şöyle özetleyebilirim: Örneğin yılbaşında, ilk 6 ay için enflasyon oranı yüzde 10,5 olarak hesaplandığında devlet yüzde 15 zam yapıyor ve bunun 5 puanı iyileştirme olarak gösteriliyor. Temmuz ayına gelindiğinde enflasyon yüzde 7 olarak açıklanırsa, aslında önceki 5 puanlık iyileştirmenin üzerinde 2 puan eksikle yeni döneme girilmiş oluyor. 

Hiçbir zaman verilen zamların bir sonraki dönemde çalışan ya da emeklinin cebinde kaldığına inanmıyorum. Her dönemde verilen zam, yükselen enflasyonun altında kalmış ve bir sonraki dönemde önce bu kayıp telafi edilmiş, ardından yine sözde bir iyileştirme yapılmış, ama sonuç yine eksiye düşmüştür.  Yılbaşında memur emeklilerine yüzde 11 zam yapıldı. İlk 4 aydaki enflasyon farkı yüzde 13,3 olarak açıklandı, yani 2,3 puan eksiye düştük. Önümüzde Mayıs ve Haziran ayları var. Bunları da hesaba katarsak Temmuz'a yüzde 5-7 civarında bir açıkla gireceğiz. Bize önce bu farkı telafi edecekler, ardından iyileştirme adı altında yılbaşına kadar ekstra ödeme yapılacak. Ancak Kasım ve Aralık aylarında enflasyon yine yükselince yılbaşında bu eksik yeniden ortaya çıkacak. 

Babam da devlet memuru olarak emekli olmuştu. Çalıştığı yıllarda biz küçüktük, ancak askerliğim bittikten sonra emekli oldu. Hep şöyle derdi: “Bir sonraki dönemde iyi bir zam gelecekmiş, biz de düzeleceğiz”. Ne yazık ki o emekli oldu ve vefat etti. Üzerine 40 yıl çalıştık ve biz de emekli olduk, hâlâ düzelecek diye bekliyoruz. Emekli olduğumdan bu yana 7 yıl geçti ve hâlâ bir ilerleme göremedim. Bundan sonra biz veya çocuklarımız düzelme görebilir mi, emin değilim. 

Avrupa'daki emekli ile Türk emeklileri kıyaslar mısınız? Avrupalı emekli ne yapıyor, Türk emekli nasıl yaşıyor?

Avrupa’ya hiç gitmedim ve orada yaşamadım. Ancak emekli olduktan sonra bir dönem turizm sektöründe çalıştım ve hâlâ başka sektörde çalışmaya devam ediyorum. Şu anda özel bir hastaneye servis hizmeti sağlıyorum. Bu hastaneye baktığımda, hastaların büyük çoğunluğunun yabancı turistlerden oluştuğunu görüyorum.

Buraya sadece günlük veya haftalık değil, sezonluk olarak gelen çok sayıda turist var. Örneğin Kasım ayında kendi ülkelerinde doğalgaz fiyatları Türkiye’ye kıyasla çok daha ucuz olmasına rağmen, kış aylarını burada, 5 yıldızlı otellerde geçiriyorlar. Bunun nedeni, Avrupa’da bir evi geçindirme maliyetinin, Türkiye’de 5 yıldızlı otelde konaklamaktan daha hesaplı olması. Biz ise ömrümüz boyunca bir haftalığına bile 5 yıldızlı bir otelde tatil yapma imkânı bulamıyoruz. İşte gerçek kıyaslama bu.

Emekli (1)-7

Emekliler için toplu ulaşımın 1 TL indirimli olması ve emekli kahvelerinde çayın indirimli olması sizin için ne anlam ifade ediyor? Bayramlarda verilen ikramiyelere nasıl bakıyorsunuz?

Otobüslerdeki 1 lira indirim gerçekte bir indirim sayılmaz. Günümüzde 1 lira ile bir sakız bile alınamazken, bunu bir avantaj olarak sunmak mantıklı değil. Asıl soru şu: Bu uygulama ne amaçla yapılıyor? Tamamen ücretsiz ulaşım için sıkça kullanılan bir söz vardır: “Bedava peynir fare kapanında olur". 

Peki, neden 65 yaş üstü emekliler otobüse ücretsiz bindiriliyor? Çoğu emekli belirli bir gelire sahiptir. Emekli biri olarak, otobüsü ayda 2-3 kez kullanırım. Çalışmayan biri de ancak ayda birkaç kez binebilir. Ücretsiz olacağına, örneğin 27 lira yerine 5 lira olsa ne olur?  Ayda 4 kez binse 20 lira, Ayda 20 kez binse 100 lira olur. Bunu bir emekli ödeyemez mi? Neden siyasete alet ediliyoruz 

Aynı şekilde, bayram ikramiyesi de tartışmalı bir konu. İşçi emeklileri, çalışanlar yıl içinde birkaç kez ikramiye alır. Ancak memur emeklileri için verilen 4 bin lira bir ikramiye değil, sadece bir nefes alma parasıdır. 

İlk ikramiye çıktığında, Bin liraya kurban almıştım.  Bugün verilen para 4 bin lira ancak kurban fiyatı 15 bin liraya çıktı. Eğer verilen ikramiye güncellenmeyecekse hiç verilmemesi daha mantıklı. Gerçek bir destek sağlanmayacaksa, boş yere gösteriş yapılmasın. 

Bir diğer konu da emekli kahveleri. Bazıları ücretsiz, bazıları düşük ücretli. Ama bir kahveye gidip sadece bir bardak çay içmek için saatlerce oturmak mantıklı mı? Eğer bir arkadaşla oturuyorsam, "Buyur kardeşim, gel çay içelim" diyebilmeli ve istediğim zaman bir bardak daha sipariş verebilmeliyim. Bunun olması için de makul bir ücret ödenmesi gerekir. Belediyenin masraflarını karşılayacak düzeyde ama emekliyi sarsmayacak bir rakam olmalı. 

Sonuç olarak 1 lira indirim, bayram ikramiyesi ve ücretsiz hizmetler eğer yapılacaksa, tatmin edici, gerçekten kurtarıcı ve herkesin hakkını gözeten bir rakam belirlenmelidir. Sadece ‘İstatistiklerde iyileştirme gösterelim’ diye yapılan işler, gerçek çözümler sağlamaz. İnsanın en büyük yalanı kendisine söylediğidir.

Siyasiler de kendilerini kandırmamalı, emekliler de gerçek desteği talep etmeli. Bizler ikinci sınıf vatandaş değiliz. Evet, yaşımız ilerliyor ama onurumuzla yaşamak istiyoruz!  Bedava çay istemiyoruz, gerçekten hak ettiğimiz, onurumuza yakışan koşulları istiyoruz Üstelik bu sadece benim şahsi fikrim değil. Türkiye’de 16 milyon emekli varsa, eminim 15 milyonu bu sözlerime katılır. 

Kaynak: ANTALYA GÜNDEM GAZETESİ / HASAN YAVAŞLAR