Antalya’nın Gazipaşa İlçesi’nde koruma altında olan Koru Sahili’ne yapılmak istenen turizm tesisine tepkiler çığ gibi gelmeye devam ediyor. Projeye valilik tarafından ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir’ kararının verilmesi üzerine sitem eden Gazipaşa Hepimizin Platformu, proje kapsamında birçok bölgenin zarar göreceğini dile getirdi. Proje alanının hem kıyı bandında hem de SİT statüsünde yer aldığına dikkat çeken Gazipaşa Hepimizin Platformu projenin tanıtım dosyasındaki bilgilerin gerçeği yansıtmadığını belirterek projeye adeta ateş püskürdü.

ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR RAPORUNA SERT TEPKİ

Gazipaşa Hepimizin Platformu, valiliğin verdiği karara tepki gösterirken, “Korunan alan olan Koru sahilinde, doğal havuzlar bölgesinde, Yeşilyurt İnşaata ait başlaması planlanan turizm tesisine valilikçe “Çevresel Etki Değerlendirmesi (Çed) gerekli değildir” kararı verilmiştir. Hem kıyı, hem oteller için ayrılan parseller korunan alan, yani sit alanı. Başından beri vurguladığımız gibi bu otel de doğa adına, ilçe halkı adına yanlış bir kıyı planlamasından dayanağını alıyor. Örneğin otel parselinin yarısı günübirlik alan. Yani otelin bütün bahçesi halka ait olması gereken günübirlik alanı kullanıyor. Günübirlik alanın otel alanı ile aynı olan inşaat oranını da otel alanlarında kullanıyorlar. Dolayısı ile gerçek inşaat oranı belirtilenin çok üzerine çıkıyor” dedi.

Kıyıların oteller tarafından işgal edildiğini ifade eden platform, “Korunan alan olan ve yakın zamanda da cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile koruma sınırları arttırılan kıyı bandı için, 2019’da artan inşaat oranları ile birlikte bu yoğunlukta inşaat yapılabiliyor olması büyük bir çelişki yaratmaktadır. Bunu nasıl yapıyorlar? 2019 yılında yapılan plan revizyonu ile. Bu planlar ile halkın günübirlik alanları halktan alınırken, korunan alan olan kıyılarımızda inşaat oranları kat kat arttırılırken, sıra sıra dev kütleli otellerin üç kıyımızı da tamamen kaplamasına izin verilirken doğa adına, halkımız adına çok yanlış olan bu planların yapım ve onay aşamalarında bu ilçenin susan ya da bu planları savunan bütün yerel yöneticileri bu durumdan sorumludurlar” sözlerine yer verdi.

Gazipasa Koru Sahili (2)

PROJE TANITIM DOSYASINDAKİ BİLGİLER GERÇEĞİ YANSITMIYOR

Proje tanıtım dosyasındaki bilgilerin gerçeği yansıtmadığını aktaran platform, “Bir de üstüne üstlük otel girişimcileri proje tanıtım dosyalarında bölgenin verilerini doğru bir şekilde sunmuyorlar. Bunun sonucunda da bölgenin değerlerini yok edecek, korunan alanlarda olmaması gereken turizm tesisleri ortaya çıkacaktır. Örneğin; Yeşilyurt inşaata ait Proje Tanıtım Dosyasında, gelen herkesin görmek istediği eşsiz doğal havuzlar bölgesi için; “Proje alanında ya da çevresinde projeden etkilenebilecek yüksek peyzaj ya da görsel değere sahip yerler veya özellikler bulunmamaktadır” demişler. Yine bir başka bölümde Taşkesiği yani doğal havuzlar bölgemizin müthiş bir jeomorfolojik oluşum olmasına karşın “benzersiz özelliklerdeki jeolojik ve jeomorfolojik oluşumların bulunduğu alanlar, kapsamında yer almamaktadır” diyebilmişler” dedi.

Proje kapsamında birçok alanın zarar göreceğini ifade eden platform, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Yine proje alanında ya da çevresinde;
Projeden etkilenebilecek önemli ya da ekolojik açıdan hassas bölgeler, yeraltı su kaynakları, kıyı bölgeleri, deniz yokmuş örneğin… O kıyıdaki güzelim yalıtaşları yeraltından gelen su ile oluşmuyor mu? Bu konu hiç araştırılmış mı? Derin hafriyatla bu su kaynakları zarar görmeyecek mi? Ayrıca derin hafriyat kazılarıyla bölgeye yayılabilecek tuzlu deniz suyunun Korudaki tarım alanlarına vereceği zarar hiç düşünülmüş mü? Bu konunun örneği Beldibi’nde yaşanmıştır. Denize sıfır otel hafriyatı sırasında bölgeye tuzlu su yayılmış, mahkeme süreci sonunda bölgedeki tarım alanlarında geri dönülmez zararlar oluştuğu bilirkişi raporları ile belirlenmiş ve davaları çiftçiler kazanmıştır. Başka yerlerde yapılan, hatalı olduğu mahkeme kararları ile de tespit edilen uygulamalar bizim kıyılarımızda da mı uygulansın? Kıyılarımızda yapılacak olan otellerin bodrum kat kazılarının tarım alanlarımıza verebileceği zarar hiç araştırılmış mıdır?
Yörede veya çevresinde, projeden etkilenebilecek tarihi veya kültürel öneme sahip herhangi bir alan veya özellik de yokmuş. Koru halkı da, tarımı da, mahalle kültürü de artık buradan nasıl bir anlam çıkarırsa…

Yine, koruma altında, hassas ya da önemli flora ya da fauna türlerinin kullandığı üreme, yuva yapma, beslenme, dinlenme, kışlama ya da göç amaçlı alanlar da yokmuş… Akdeniz’e Has Nesli Tehlikede Olan Deniz Türlerinin" yaşama ve beslenme ortamı olan kıyısal alanlar, kapsamında değildir de demişler.

Proje alanı Akdeniz Foku Yaşama ve Üreme Alanları kapsamında kalmamaktadır da diyebilmişler. Oysa resmi bilimsel yayınlarda Antalya’nın doğu ilçeleri arasında sadece Gazipaşa Akdeniz foklarının yaşam alanı iken… Carettaların binlerce yıldan bu yana yaşam alanı iken…Otel alanının kendisi de deniz kaplumbağalarının tampon bölgesi ve etki alanı içinde kalırken… Dosyalarında kıyılarımızda yetişen kum zambaklarına önce hiç değinmemişler, sonra listeye bari adını koyun diye bir küçük uyarı almışlar. Listeye adı konunca da tamam olmuş.

YAYA YOLUNU DA İŞGAL EDECEKLER

Yine dosyalarındaki vaziyet planında görüyoruz ki Yeşilyurt şirketine ait otel parseli planda denize sıfır giden yaya yolundan cephe alıyor. Diyelim Koru sahilde denize sıfır yaya yolunda çocuklarınızın elini saldınız, yürüyorlar, koşuyorlar, aniden önünüze bir servis kamyonu çıkabilir. Çünkü otelin servis rampası ve servis girişi direk kıyıdaki yaya yoluna açılıyor. Bu durum, zaten günübirlik alanları ellerinden alınmış, zaten tüm kıyılardaki araç yolları ellerinden alınmış ilçe halkı için kabul edilebilir bir uygulama değildir. Tüm kıyıdaki yegane yaya yolu da otel servis kamyonları tarafından kullanılacaktır.
Yine Koru Mahallesinde inşaat izni 2 kat iken, deniz kıyısında, otel sıralarında asma katla birlikte şu anda vaziyet planlarında görülen 5 kat yüksekliği . Ova 2 kat, kıyısı 5 kat. Buna çatı arası katı dahil değil daha. Ne kadar vereceklerini bilmediğimiz subasman kotu da dahil değil.

ATIKLAR VE İÇME SUYU

Ayrıca Çed gerekli değildir kararı verilirken, öncelikle bu otelin, devamında sıra sıra devasa diğer otellerin katı ve sıvı atıklarının insan sağlığını tehdit etmeyecek ve doğayı kirletmeyecek şekilde bertarafı, su temininin gittikçe zorlaştığı günümüzde ilçe halkını susuz bırakmayacak şekilde içme ve kullanma suyu temini, inşaatların yapımında malzeme ve hafriyat kamyonlarının hangi güzergahları kullanacağı gibi konular bölgenin verilerine uygun olarak değerlendirilmiş midir?

DESTEK İSTEDİLER

Tüm bu yaklaşımın sergilendiği dosya için Çevresel Etki Değerlendirmesi gerekli görülmemiş… Bu güzelim ülkenin ne çok değeri, güzelliği elimizden kayıp gidiyor…
Bu değerlere uygun bir plan yapılması, bu değerlerin her aşamada gözetilmesi, korunması, korunarak kullanım sağlanması bu kadar niye zor? Yukarıda bir kısmını belirttiğimiz değerlere yok demek yerine bölgenin tüm değerlerinin plana yansıması, sonrasında kim hangi projeyi uygulayacaksa, bu verilere uyarak ilerlemesi neden sağlanamıyor?
Bunları gözetmekle yükümlü olması gereken kurumlarda çalışan, maaş alan onlarca yüzlerce kişi… nasıl oluyor, nasıl olabiliyor?
Sadece kıyıya dev kütlelerle yığılan, aralarından hava akımlarının geçemeyeceği, otellerin günübirlik alanlara el koyduğu gibi, günübirlik alanların hemen önündeki yaya yollarında servis kamyonlarının cirit attığı, gelecekte Gazipaşa halkını kıyılarından uzaklaştıracak bu kıyı planlarına ve bu planlara dayanarak yapılacak her otel inşaatına karşı olduğumuzu ve gerekli mücadeleyi sonuna kadar vereceğimizi tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz. Gazipaşa adına, doğa adına verdiğimiz bu mücadelede tüm halkımızı mücadeleye destek vermeye çağırıyoruz. Antalya’nın bu kadar değere sahip, son kalan el değmemiş, korunan alan olan kıyıları için ilimizdeki tüm kurumları, bileşenleri bu kıyıların korunarak kullanılmasını sağlayabilmek için desteğe davet ediyoruz.”

Kaynak: Gazipaşa Hepimizin Platformu/Bülten