Cumhurbaşkanlığı seçimin ikinci turuna sayılı günler kala Cumhur İttifakı’yla birlikte yer alan HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisi’nin kadına yönelik söylemlerine tepkiler büyüyor. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Müjde Tozbey, partilerin söylemlerine ateş püskürdü

14 Mayıs Milletvekilliği seçimlerinden sonra Cumhur İttifakı’nın meclis çoğunluğunu almasıyla beraber kadın kimliği ve kadın mücadelesi büyük bir tartışma yarattı. Cumhur İttifakı bileşenlerinin 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddeti Önleme Kanun’un tartışmaya açılması Türkiye’de yaşayan kadınların yaşam alanlarında eğitim alanlarında olmalarının değiştirilebilir olası söylemleri büyük infial yarattı. Ak Parti sıralarından seçime giren Hüda-Par’ın eşinden ayrılmış veya evlenmemiş kadınların ‘sahiplendirilecek’ söylemi veya Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan’ın bir televizyon programında nafakanın kaldırılması maneviyat ve ahlaki değerlere uyumlu eğitim talep etmeleri bu yeni mecliste daha çok tartışılacak gibi gözüküyor. Cumhur İttifakı içinde bulunan Yeniden Refah Partisi ve HÜDA-PAR, İslami prensiplere göre yeniden düzenleme yapma isteğinde olduklarını dile getirerek kamusal alanda etkilerini artırmaya çalışmaktadır. Ancak bu durum, özellikle kadın erkek eşitliğine, karma ve bilimsel eğitim mücadelesine büyük bir darbe potansiyeline sahip olduğunu gözler önüne sermekte.

HÜDA PAR’IN KADIN POLİTİKALARINA YAKLAŞIMI

Hüda Par’ın kadın politikalarında yaptığı açıklamalar aslında kadın hakları düzleminde nerede durduklarını açıklıyorlar. Hüdapar, “Kadınlarla ilgili düzenlemeler yapılırken inanç ve toplumsal değerler göz önünde tutulmalıdır. Kadının fıtratına uygun işlerde istihdamına dikkat edilmelidir. Zinanın; toplumumuzun kahir ekseriyeti tarafından haram ve büyük bir ahlaksızlık olarak kabul edildiği, toplumu ifsad ederek ahlakını bozduğu, neslin karışmasına sebebiyet verdiği, huzur ve barış ortamını bozduğu kesin bir gerçektir. Seküler anlayışın dayatmalarının sonucu suç olmaktan çıkarılan zina, yeniden suç olarak tanımlanmalıdır. Aile huzurunu bozan, evliliğin temellerini dinamitleyen her türlü gayri ahlaki müessese ortadan kaldırılmalıdır. Bu kapsamda devlet gözetiminde fuhuş, devlet eliyle kumar yasaklanmalıdır. Aileyi Koruma Kanunu adıyla yürürlüğe konulan ancak şu ana kadarki uygulamalarıyla aile kurumunu dinamitleyen kanun lağvedilmelidir. 18 yaşını doldurmadan evlendiği için kocası cezaevine atılan binlerce kadının ve babasız kalan çocukların mağduriyetleri giderilmeli, aileyi koruma adına yapılan düzenlemeler inancımız ve örfümüz dikkate alınarak hazırlanmalıdır”. 2018 seçimlerinde parti beyannamesinde verdikleri açıklamalar ise: “Kadının çalışma şartlarının fıtratına ve insan haysiyetine uygun hale getirilmesi için, Aile kurumunun nesli ifsat eden zararlı akımlara karşı korunması ve güçlendirilmesi için, Yuvaları dağıtan evlilik dışı ilişkilerin, nikâhsız birlikteliklerin ve zinanın yeniden suç sayılması için, Sapıklığın propagandasının suç kapsamına alınarak yeni nesillerin zararlı akımlardan korunması için, 6284 Sayılı Kanun’un değiştirilmesi ve süresiz nafaka uygulamasına son verilmesi için, Evlilikte 25 yılını tamamlayan kadınlara emekli maaşı bağlanması için, HÜDA-PAR mecliste olmalıdır” şeklinde. HÜDAPAR GİK üyesi Aynur Sülün, partisinin kadın politikaları geçtiğimiz günlerde bir internet sitesinde yaptığı açıklamalarda sahiplendirme sözcüğünün yanlış anlaşıldığını belirtirken kadın beyanının esasına karşı olduklarını yineledi.

KADININ ROLÜ ANNE OLMAK

Yeniden Refah Partisi’nin seçime Cumhur İttifakı’yla beraber girdi ve 5 milletvekili ile mecliste temsil edilme hakkı kazandı. Fatih Erbakan’ın özellikle kadın hakları üzerine söyledikleri de durumu gözler önüne serdi. Yeniden Refah Partisi’nin Aydın’da seçim arabasında kadın vekil adayının fotoğrafına yer verilmemesi büyük tartışmaları beraberinde getirdi. Yeniden Refah Partisi’nin kadın meselesine yaklaşımları ise şöyle “Toplumsal hayatın her alanında kadın ve erkeğin birbiri ile çatışma ve üstünlük mücadelesi içinde değil, menfaat paralelliğine dayalı işbirliği ve dayanışma içinde görevlerini yerine getirmesi için gerekli zihinsel dönüşüm eğitim ve medya yoluyla sağlanacaktır. Kadın ve erkek arasında “tamamlayıcılık” unsuru ön plana çıkarılacaktır. Kadın sadece dünyaya çocuk getiren ve evde çocuğuna bakan bir birey değildir. Kadın dünyaya getirdiği çocuğunun ve diğer çocukların yaşadığı dünyayı güzel bir dünya yapabilmek için fıtratına uygun şekilde hayatın her alanında sorumluluk alan bireydir. Müspet kadın rol modeller, medyada, sanatsal, kültürel ve sosyal faaliyetlerde ön plana çıkarılacak. Kadın rol modeller aracılığıyla ahlak, iffet, merhamet, fedakârlık, şefkat, asalet, üretkenlik gibi değerler kadınlarımız arasında yaygınlaştırılıp güçlendirilecektir. Bazı kesimler kadın sorunlarını erkek egemen bakış açısıyla, bazı kesimler de feminist bakış açısıyla değerlendirdikleri için konunun nesnel (objektif) olarak ele alınması mümkün olmamakta, bilakis çatışmacı bir üslup ortaya çıkmakta ve sorunlar çözümsüz kalmaktadır. Bu yanlışlıkların önlenmesi adına kadın ve aile ilgili sorunların ve çözümlerin konunun uzmanı olan kimselerden oluşan komisyonlarda ele alınması sağlanacaktır. Bu komisyonlarda mutlaka kadın üyeler de yer alacaktır” şeklinde.

https://antalyaningundemi.com/wp-content/uploads/2023/05/y007ZVo-_400x400.jpg KADINLAR TEPKİLİ 1

YAŞAM TARZINA MÜDAHALE EDİLMEKTE

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Müjde Tozbey’in yaptığı açıklamada kadınların yaşam tarzlarına müdahale edildiğini belirtirken sözlerine: “Ders olarak önce ahlak denilerek kadınların yaşam tarzlarına müdahale edilmek hedeflenmekte. Kadınların çalışma yaşamına ve toplumsal yaşama katılmasını zorlaştıran çocuk, hasta ve yaşlı bakımının kamusal bir hizmet olmadığını, ev içinde kadınların yükü olduğunu söyleyerek kadınlara evlere kapatmayı amaçlayan bir zihniyetten söz ediyoruz. Kadının evine, hayatına giren ve müdahale eden, onu köle haline getirmeyi hedefleyen bir zihniyet. Oysaki kadınlara kamusal hizmetlerin devlet tarafından ücretsiz kreşlerle, ücretsiz yaşlı bakım evleri ile üzerlerindeki yükün kaldırılması sağlanabilmelidir. Kadınların bağımsız birer yurttaş olmalarını sağlayacak olan kreşlerden başlayarak yükseköğrenime kadar laik, bilimsel ve parasız eğitim imkanı ellerinden alınamaz”.  İfadelerine yer verdi.

BU SÖYLEMLERLE MÜCADELE EDECEĞİZ

Başkan Tozbey, laikliği, Medeni Kanun’a, İstanbul Sözleşmesi’ni, 6284 sayılı kanuna sahip çıkacaklarını vurgularken açıklamalarına şu şekilde devam etti “Hüda Par, Yeniden Refah Partisi veya AKP’nin temsilcilerinin söylemlerinin münferit olmadıklarını biliyoruz. Alenen kadınlara yönelik yaptırımlarından, çocuk istismarının önünü açabilecek nitelikteki taleplerinden bahsedenlerin yarının Türkiye’sini nasıl inşa edecekleri ortadadır. Cemaat ve tarikatlardan aldıkları desteklerle çocukların ve kadınların yaşayacakları istismar, işkence ve eziyetin müsebbipleri bu şiddete çağrı yapanların bizatihi kendileridir. Bu politikalar kaynağını orta çağdan alan, tarikat ve cemaatlerin başını çektiği kadın düşmanı, cumhuriyet düşmanı, laiklik karşıtı, gerici bir tavırdır.  Ülkemizde yargının sebebiyet verdiği kadın düşmanlığı kadını güçsüzleştirmekte, savunmasız hale getirmekte. Eş anlamlı olarak mevcut feodal yapının korunmasını sağlamakta ve erkeğin gücünü pekiştirmekte. Zaten bahsettiğimiz düşmanlık gücünü tam da buradan alıyor. Bahsettiğiniz bu gerici düzenlemelere karşı güçlü durabilecek, karşı çıkabilecek odakların bu düzende idari mercilerde olmadığını düşünüyorum. Laikliğe, medeni kanuna, İstanbul Sözleşmesine, 6284 sayılı kanuna sahip çıkacağız, hukukun insanlığa düşman, gayrimeşru bir dünya görüşünü aklamaya yarayan bir araç olmasına seyirci kalmayacağız. Bu düzeni elbet kadınlar yıkacak, gericileri bu ülkeden def edecekler. O güç anca biz direnen kadınlar ve dostlarında mevcut” İfadelerine yer verdi. YASİN ÇOBAN https://antalyaningundemi.com/ ÖZEL HABER