Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu (IFAP) tarafından alınan kararla 1984’ten bu yana ‘Dünya Çiftçiler Günü’ olarak kutlanan 14 Mayıs, üreticiler için sorunlu ve buruk geçti. Çiftçilerin içinde bulundukları durum nedeni ile zor günler geçirdiğini belirten Antalya Gündem Gazetesi Tarım Yazarı ve Ziraat Mühendisi Şali Erguş, resmi verilere göre sorunlar yumağı ile boğuşan çiftçilerin durumunu gözler önüne serdi.
ÜRETİCİ SÜREKLİ KAYBEDİYOR
Tarımda kayıtlı genç çiftçi oranının yüzde 5’in altına düştüğünü, SGK’ya kayıtlı çiftçi sayısının 2021 yılında 1 milyon iken, 2024 yılı sonunda 419 bine gerilediğini belirten Erguş, 1,1 milyon çiftçinin ise muafiyet belgesi alarak sistem dışına çıktığını belirtti. Türkiye’de 2011 yılında 324 olan doğal afet sayısının 4 kat artarak 2024 yılında bin 257’ye ulaştığını belirten Şali Erguş, “2025 yılının Mart ayında çiftçilerin bankalara olan borçları bir önceki yıla göre yüzde 50 oranında artarak 996 milyar 177 milyon liraya yükseldi. Tüm bu verilere rağmen Tarım Sektörü, Gayrisafi Yurt içi Hasılanın yüzde 5,6’sını, istihdamın ise yüzde 14,8’ini sağlıyor. Ülkemiz birçok tarımsal ürünün üretiminde ve ihracatında ön sıralarda bulunuyor” diye konuştu.
KÖYDEN KENTE KAÇIŞ SÜRÜYOR
Ülkemizde genç nüfusun, gerek eğitim gerekse yaşam şekli olarak köyden şehir merkezlerine göç ettiğini belirten Erguş, “Tarımda yaşanan fiyat belirsizlikleri ve kar oranının düşüklüğü köylerden kaçışı hızlandırıyor. Üretim içinde olanların bir kısmı aile toprakları boş kalmasın diye ve mahalle baskısından kurtulmak için mecburen üretime devam ediyor. Üretime devam eden grupta 50 yaş üst. Genç nüfusun tarımdan kaçmasının en önemli etkisi, en azından ay sonu ne kazanacağını bilme güdüsü ve sigorta primlerinden kurtulmak. Bugünkü rakamlarla aylık SGK primi 7 Bin 500 TL, yıllık 90-95 Bin TL. Gününde ödenemediği için faiz yükü cabası. Başka sektörde SGK’lı iş bulan çiftçiler, üretim yapmaya devam etse dahi kayıt sisteminin dışına çıkarak, ziraat odası aidatı ve diğer prim ödemelerinden kurtulmak istiyor” diye konuştu.
EYT SAYASI’NIN ETKİSİ
Son çıkan Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) Yasası ile erken emekli olmak isteyenlerin sayısında ciddi artış olduğunu belirten Ziraat Mühendisi Şali Erguş, “EYT Yasası ile yaşı tutmayan ama prim gün sayısı dolu olanlar sistemin dışına çıktı. Bağ-Kur prim sayısı ile ilgili sorunu olanlar ise son 1260 gün SGK’lı olabilmek için başka alanlarda sigortalı olarak çalışmayı tercih ediyorlar. Bu etkenler de tarımdan kaçışı hızlandırdı” ifadelerini kullandı.
Girdi maliyetlerinde yaşanan artış ve finansman zorluğunun bankalara olan borcu tetiklediğini belirten Erguş, “Doğal afetler ve piyasada yaşanan anormal fiyat düşüklükleri nedeni ile zarar eden çiftçiler daha fazla kredi kullanmaya başladı. Kredilerin ne kadarının araç-gereç için ne kadarının da işletme için kullanılmış olduğuna dikkat etmek gerekiyor. Türkiye bir tarım ülkesi olduğuna göre GSMH’nin bu seviyede olması aslında başarı değil. Tarımsal üretim düşmeden yüzde olarak düşüş var ise genel anlamda iyiye doğru gidiyoruz demektir. Fakat diğer sektörler sabit veya düşüyor, tarımda düşüş yaşanıyorsa bu ülkemiz için oldukça karamsar bir tablo olarak karşımıza çıkıyor demektir” dedi.
KUTLAYACAK ÇİFTÇİ KALMAYACAK
Türkiye’de yıllar önce tarımla uğraşan nüfusun yüzde 40 civarında olduğunu hatırlatan Şali Erguş, şunları söyledi: “Eğer doğru planlama ve toplulaştırma hızla sonlandırılır ise tarımsal nüfus yüzde 5’lere kadar düşebilir. Tarımsal nüfus düşerken başka alanlarda istihdam sağlamak gerekir. Tarımsal üretimimizin yüzde 5 kadar bir ihracat oranı var. Rakam yüzde 10’lara çıkarılabilir ise üretici için çok yüksek bir gelir elde ediliyor demektir. Tüm bu sorunlar ortadan kalkmaz ve şartlar iyileştirilmezse, 14 Mayıs’ı kutlayacak çiftçi kalmayacak.”