Geçtiğimiz 21 Ocak’ta Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybederken 51 kişi de yaralanmıştı. Bolu’da yaşanan bu olayda ortaya çıkan ihmaller zinciri ülke gündemine oturmuştu. Yangından hemen sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın direktifi ile belediyeler tarafından ülke genelinde otel ve pansiyonlarda yangın güvenliği denetimleri yapılmıştı. Yapılan denetimler sonucunda ortaya çıkan tablo endişe yarattı. Pek çok yerde eksikler çıkmıştı. Antalya’da Muratpaşa Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Başkanlığının yürüttüğü denetimlerde, basit konaklama belgesine sahip 294 tesisten 191’inin yangın güvenliği açısından yetersiz olduğunu tespit ettiğini açıkladı.
KAPI KRİZİ ÇIKTI
Yapılan denetimlerde, çok sayıda basit konaklamalı işletmede yangına 30 dakika dayanıklı kapı bulunmadığı belirlenmişti. Denetimler sonrasında Muratpaşa Belediyesi tarafından yapılan açıklamada işletmelerin yangına dayanıklı kapı yenileme yapması gerektiği bildirildi. Ancak verilen sürenin kısa olması işletmeleri zor durumda bıraktı. Bunun üzerine Muratpaşa Belediyesi tüm sorumluğun Kültür ve Turizm Bakanlığına ait olduğunu açıkladı. Antalya Valiliği, bin 600 pansiyonda yangına dayanıklı kapı ve iç mekan boyası yapılmasını istedi.
ANTALYA’DA UYGULAMA KABUL EDİLMEDİ
Kısa süre içerisinde yanmaz su bazlı kapı boyasını bulmakta güçlük çeken turizm işletmeleri Isparta ve Burdur’da kabul edilen yerli yanmaz boyanın Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından kabul edilmediğini söylediler. Isparta ve Burdur’da yangına dayanıklı kapı ve boya firması varken, firma tarafından Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ile yapılan görüşmeden sonuç çıkmadı.
CİDDİ BİR ÇIKMAZ SÖZ KONUSU
Antalyalı pansiyoncular tarafından yapılan açıklamada, küçük pansiyonlar ve basit konaklama yerleri için çelik, yangına dayanıklı kapı zorunluluğu getirildiği ifade edildi. Ancak Isparta'da yapılan uygulamanın Antalya’da reddedildiğini söyleyen pansiyoncular, “Isparta ve Buardur’da yerli üretim yanmaz boya kabul edilirken, Antalya'da aynı boya kabul edilmiyor. Özellikle basit pansiyonlarımız eski ve sit alanı olan yerlerde. Kapılarını zaten çelik kapı ile değiştirmeleri mümkün değil. Bu nedenle bu kapıların yanmaz boya ile boyanması gerekiyor. Ancak itfaiye bunu kabul etmiyor. Ne yapacağımızı bilemiyoruz” dediler.
“ANTALYA’DAKİ YETKİLİLER YERLİ FİRMAYI KABUL ETMİYOR”
Otellere çifte standart uygulandığı ve bu durumun pansiyonlar açısından ciddi bir mağduriyet yarattığını dile getiren pansiyoncular, Burdur ve Isparta Valilikleri söz konusu fabrikanın boyasını kabul ettiğini ifade ettiler.
Pansiyoncular, “Antalya Valiliği, yurt dışından ithal edilen bir boya olmasını istiyor. Bu ithal boyayı temin etmek neredeyse imkânsızken, yakın çevremizde yerli üretim yapan ve bu hizmeti sunan bir fabrika mevcut. Fakat Antalya Valiliği ve İtfaiye Daire Başkanlığı yerli firmayı kabul etmiyor. Sorunun çözümü için verilen süre çok kısa ve mevcut şartlarda bunu yetiştirmek mümkün görünmüyor. Muratpaşa Belediyesi, bu konunun Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredildiğini belirtti. İnsanlar ellerinden geleni yapmaya çalışıyor ancak ne kapıların değişimi ne de boyama işlemleri gerçekleşebiliyor. Maliyeti yüksek olan çelik kapılar için bugün sipariş verilse bile Eylül veya Ekim'den önce teslim edilemeyeceği belirtiliyor. Ayrıca, eski binaların yapısı gereği her kapı uygun olmuyor ve kapılar buna göre üretilmek zorunda” diye konuştular.
“PANSİYONCULAR OLARAK ZOR DURUMDA KALDIK”
Son zamanlarda fiyatlar ciddi şekilde arttığını söyleyen pansiyoncular, “15-16 bin lira olan kapılar şu anda 25 bin liraya kadar çıkmış durumda. Ancak, binaların eski olması nedeniyle biz boyama çözümünü değerlendirmek istiyoruz. Tıpkı Isparta ve Burdur'daki gibi bir çözüm talep ediyoruz. Burdur'da fabrika sahibiyle görüştüğümüzde, bu işi yapmaktan çekinmediğini, ancak Antalya'daki durumun haksızlık olduğunu söylediler. Üç kapının boyama maliyetinin 5 bin 100 lira olduğunu belirtti. Önümüzdeki kısa zaman dilimi içinde bu sorunların çözülmesi çok zor görünüyor. Pansiyoncular olarak zor durumda kaldık” sözlerine yer verdiler.
“TİCARİ FIRSAT GÖZLENİYOR”
Isparta ve Burdur’da yangına dayanıklı kapı yapan firma yetkilileri şu sözleri kaydetti:
“Yangın kapısının yanı sıra iç kapılar da üretiyoruz. Yanmaz kapı üreticisi olduğumuz için bu konuda bilgi sahibiyiz. Şu an 31 Mayıs'a kadar verilen süreyle ilgili ciddi bir belirsizlik söz konusu. Örneğin, Kaleiçi'ndeki oteller için sadece çelik yangına dayanıklı kapı mı gerekiyor yani kültür varlıklarının onayıyla birlikte kapıların değişimi söz konusu mu? Bu, hâlâ bir muamma. Kapıların boyanması, özellikle tarihi dokuyu korumak adına daha mantıklı değil mi? Bu bir soru işareti olarak duruyor. Ancak, mevcut durumda büyük bir ticari fırsat gözleniyor. Özellikle sahil kesimindeki büyük oteller için 20 milyona yakın bir kapı değişimi Türkiye genelinde söz konusu. Ne yazık ki bu kadar büyük bir talebi karşılayabilecek sertifikalı fabrika sayısı oldukça sınırlı. Büyük otellerin kapı değişimlerinin Eylül-Ekim aylarına ertelenebileceğini, küçük otellerin ise mayıs sonuna yetiştirilmeye çalışılacağını düşünüyoruz. Ancak bu da pek mantıklı görünmüyor, çünkü Antalya'da sezon çoktan başladı.”
ANTALYA İÇİN BÖYLE BİR KABUL HENÜZ SAĞLANAMADI
İşin ekonomik boyutunun önemine değinen firma yetkilisi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Isparta'da gecelik 300 liraya oda veren işletmelerin bu mali yükü karşılaması imkânsız. Bu tür işletmeler için kapı değişimi çok büyük bir masraf. Bazıları işi bırakma noktasına gelebilir. Bu durumu küçük esnafın mağduriyeti açısından ele alarak etkili bir sunum yaptık. Antalya'daki büyük oteller kapılarını çoktan değiştirdiği için bu sorun onların gündeminde değil; ancak hastane gibi resmi kurumlar daha çok boya yaptırmayı tercih ediyor. Teknik açıdan bakıldığında, boyanarak kapılar dış yüzeyiyle birlikte tamamen yanmaz hale getirilebiliyor. Çelik kapılar ise, yanmaz yapılarına rağmen pervazlar ve yüzeylerin yanabilir olması nedeniyle duman ve zarar etkilerini tamamen engellemiyor. Yaptığımız denemeler ve teknik açıklamalar sonucunda Isparta ve çevresindeki yetkilileri ikna edebildik. Ancak Antalya için böyle bir kabul henüz sağlanamadı. Diğer şehirlerde (İzmir, Aydın, Muğla) de benzer durumlar var ve yerel farklılıklar gözleniyor."