Su Hotel’de yapılan, ‘Bölgemizdeki Güncel Gelişmeler ve Mavi Vatan’ konulu toplantıya; Makina Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Prof.Dr. İbrahim Atmaca, İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Soner Akdoğan, Şehir Plancıları Odası Başkanı Funda Yörük, Organize Sanayi İş İnsanları Derneği Başkanı Mehmet Atılgan, Konyaaltı Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı İlhami Kaplan, Akdeniz Girişimci İş Kadınları Derneği Başkanı Mimar G.Gökçen Atmaca, Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İdris Taş, Avukat Mustafa Meydan, üyeler ve davetliler katıldı.

KONYSİAD İLE ORTAK PROJE

Toplantının açılış konuşmasını YÖRSİAD Başkanı Avukat Mustafa Alper Oral yaptı. Dernek faaliyetleri hakkında üyeleri bilgilendiren Başkan Oral, “Kıbrıs’a çok yararlı bir gezi yaptık. Başta KKTC Cumhurbaşkanı olmak üzere yetkililerle bir dizi görüşmeler gerçekleştirdik. Kendilerini Antalya’ya davet ettik. Türkiye’de ilk kez Yörük Filmleri günü düzenledik ve çok önemli geri bildirimler aldık. Önümüzdeki günlerde Otizmliler Derneği’ni ziyaret edeceğiz. Kardeş dernek Konyaaltı Sanayici ve İş İnsanları Derneği ile ortak bir etkinlik gerçekleştireceğiz. Ayrıca yaza merhaba etkinliğinde tüm üyelerimizle birlikte olmak istiyoruz. Her zaman olduğu gibi üye ziyaretlerimiz sürecek. Ayrıca spor aktivitelerimiz ve eylül ayından itibaren başlayacak yılın ikinci yarısını planlayacağımız yönetim kurulu toplantılarımıza devam edeceğiz” dedi. Alper Oral’ın konuşmasının ardından konuk Doç.Dr. Cihat Yaycı’nın başarılarla dolu özgeçmişi okundu.

Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne Hapsetmek Istiyorlar (4) (Large)

ANTALYA’NIN ÖNÜ GAZHİDRAD YATAĞIDIR

Mavi Vatan doktrininin kurucusu Müstafi Tümamiral Doç.Dr. Cihat Yaycı, karalarda ve denizlerde bölgemizde yaşanan uluslararası olaylarla ilgili çok detaylı bilgiler verdi. Mavi Vatan deyince aklına Mustafa Kemal Atatürk’ün geldiğini söyleyen Cihat Yaycı, “Atatürk ve silah arkadaşları sayesinde buradayız. Onların sayesinde düşman yurttan kovuldu ve yeni bir devlet kuruldu” dedi. Denizlerin insan vücudundaki kan gibi olduğunu söyleyen Cihat Yaycı, “Dünyada malların yüzde 90'ı denizlerde taşınıyor. İthalat ve ihracat en ilkelinden en gelişmişine kadar denize ve gemilere bağlı. Dünya gayrisafi hasılasının üçte biri denizlerden sağlanıyor. Balık tüketimi Japonya’da 80 kilogram, Türkiye'de 3,5 kilogram. Balık ve et tüketimi ile gelişmişlik arasında doğru orantı vardır. Et ve balık tüketimi insanların fiziki ve zihni gelişimi için çok önemlidir. Ne kadar yersen o kadar gelişirsin, memleket de o kadar gelişir. Dünyada doğalgazın yarısından fazlası denizden çıkar. Petrolün de yüzde 30'undan fazlası denizden çıkıyor. Antalya’nın önü gazhidrat yatağıdır. Önümüzdeki 5 yıl içinde bunların hepsi çıkartılacak. Kim çıkartırsa o memleketin gelecek nesilleri ondan istifade edecek” diye konuştu.

Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne Hapsetmek Istiyorlar (3) (Large)

TOPRAĞA VE DENİZLERE SAHİP ÇIKMALIYIZ

Bugünü kurtaralım diye düşünenler var diyen Yaycı, “Kimseyle sorunumuz olmasın, bunlar için mücadeleye girmeyelim diyenler var. Bu bir su mücadelesi değil, refah mücadelesidir. Osmanlı Sadrazamı Mahmut Şevket Paşa’nın 1913 tarihli günlüğünde (Katar ve Kuveyt gibi çölden ibaret iki fukara kaza için İngiliz dostlarımız ile kötü olmamaya karar verdim ve feragat ettim) diyor ve orayı veriyor. Oysa İngiliz dışişleri bakanı iki yıl önce “Petrol Basra Körfezi’nde özellikle Katar ve Kuveyt'tedir. Buralara sahip olmamız milletimiz için çok önemlidir” diyor. Burada neye yanarsın. Savaşsız mı verdiğine mi, aradan yedi ay geçtikten sonra sana savaş açtığına mı yanarsın. Vererek dostluk olmuyor. Bugünkü fukaralığımızı vermelerimize borçluyuz. Gelecek nesillerin bizi kötü anmamasını istiyorsak, toprağımıza da denizlerimize de sahip çıkmalıyız. Bu utancı yaşamamak lazımdır” şeklinde konuştu.

Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne Hapsetmek Istiyorlar (2) (Large)

TÜRKÜM DEMEK IRKÇILIK OLDU

Her şeye Türkiye merkezli baktığını da ifade eden Doç. Yaycı, sözlerini, “ABD, Rusya, Çin beni hiç enterese etmez. Onların menfaatini Türkiye'nin önünde tutanlara köle denir. Etrafımızda neler oluyor, bizi nasıl etkiler, Türkiye nasıl etkiler önemli olan odur. Bugün bu millete Türk Milleti diyemeyen bir siyasi grup var. Türküm demenin ırkçılık olduğunu iddia edildiği günlere geldik. Şu memlekette Kürdüm demek, demokratiklik, Türküm demek ırkçılık oldu. Ne mutlu Türküm diyene” diye sürdürdü.

SOĞUK SAVAŞ BİR TİYATRODUR

Konuşmasını uluslararası olayları değerlendirerek sürdüren Cihat Yaycı, Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın ve sebepleri ve sonuçlarına değinerek, “Yeni ABD Başkanı Trump (bu savaş Biden'ın planlı savaşıydı) dedi. Amaç çok kutuplu bir dünya. Tek kutupluluktan tekrar çok kutupluluğa geçiş. Günümüzde algılar olguların önüne geçiriliyor. Amerikan askeri ile Rus askerinin birbirine tekme attığına şahit olduğunuz bir olay var mı? Bunlar Suriye’de vardılar. Soğuk savaş dediğimiz şey bir tiyatrodur. Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa 1. ve 2. Dünya Savaşı’nda müttefik değiller miydi? 2. Dünya Savaşı birince nasıl düşman oldular? Bunlar dünyayı yeniden dizayn ettiler. Amerika, Rusya ve İngiltere (bundan sonra dünyada başka bir savaş çıkmasın) dediler. Birleşmiş Milletler’i kurmaya karar verdiler. Bunlar birbiri ile savaşır mı? Başını kaldıranların önüne Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararını koyuyorlar. Nato ve Varşova Paktı iki ayrı pakt kurdular. Berlin'i, Avrupa'yı ikiye böldüler. Bunlar tiyatrodur” ifadelerini kullandı.

BATI TÜRK DÜNYASINI ASLA DESTEKLEMEZ

Batının Türk dünyasını asla desteklemeyeceğini söyleyen Cihat Yaycı, “Ne zaman destekledim derse tokalaştıysa kolumuz gitti. Yunanistan ile tokalaşan kolunu kontrol etsin. Devletlerin dini, ideolojisi de yoktur, menfaatleri vardır. Devletler buna göre hareket eder. İran bu kadar batı ve İsrail düşmanı olduğunu söylemeseydi İsrail bu kadar silahlanabilir miydi. İran nükleer silah geliştiriyor denerek İsrail'in nükleer silahı olması meşrulaştırılıyor. İran ile Irak’ı savaştırdılar. Zayıflamış Irak'ı Kuveyti işgal etmeye teşvik ettiler sonra da Irak'ı işgal ettiler. Aynı senaryo Suriye'de tekrarlanıyor. Sürekli olarak İsrail ve ABD'ye alan açıyorlar. Buna Rusya karşı çıkmıyor. Rusya ve ABD dünya haritası üzerinde pazarlık yapıyor” diye konuşarak son günlerde iki nükleer güç Pakistan ve Hindistan arasındaki anlaşmazlıklara değindi. Ekonomik ve güvenlik olarak Pakistan'ı karıştırmaya çalıştıklarını belirten Yaycı, “Pakistan'ı serseri devlet yapmak ve elinden nükleer silahları almak istiyorlar. Pakistan için Türkiye çok kalın çizgidir. Türkiye ile ilişkisi şartsız menfaatsiz istisnasız bir ilişkidir. Kayıtsız şartsız bize destek olan devlettir. Türkiye'nin en vefalı kadim dostu Pakistan'dır” dedi.

KONU PETROL VE DOĞALGAZIN İŞLETİLMESİ

Değerlendirmelerine Suriye'deki son gelişmelerle devam eden Yaycı, “Konu petrol ve doğalgazın işletilmesi. Kuzey Suriye'deki PKK, YPG'liler merkezi hükümete petrol satıyorlar. Büyük Kürdistan kurulması söylemlerinin arkasında İsrail var. Suriye'nin kuzeyinde Suriye devleti ile YPG'nin anlaşma imzalaması bir rezalet. Suriye devleti ile yapılan anlaşma ile YPG meşrulaştırılmış oluyor. Lazkiye’den Kamışlı’ya kadar olan 30 kilometre derinliğindeki alan Türkiye’nin güvenli bölgesi olsun. Suriye’nin nüfusu 23 milyon civarında. 5,5 milyonu Türk, 1,7 milyonu Kürt’tür. Bölgede Türk'ün adı neden okunmuyor? Libya ile yaptığımız gibi Suriye ve Lübnan ile de deniz yetki antlaşmaları imzalayabiliriz. Ama Avrupa Birliği, Kıbrıs ve Yunanistan yaptırmıyor. Büyük İsrail projesi Türkiye'nin 22 ilini kapsar. Bölücü terör örgütünün haritası ile birebir aynıdır” diye konuştu.

FESAT VE HIYANET OCAĞI

Türkiye'yi Antalya Körfezi’ne hapsetmek istediklerini söyleyen Yaycı sözlerini, “Batı Akdeniz ve Ege’de bir mekansal planlama yapılıyor. Kıbrıs topraklarını İsraillilere, vekillerine ya da Türk ortaklı şirketlere satmaktadır. Çok ciddi arazi satış var. İkinci İsrail, Kıbrıs deniyor. Durum çok tehlikeli ve ciddidir. Rumlar için adanın Yunanistan'a bağlanması bir hedeftir. Kuzey Kıbrıs’a büyükelçi atamayan Türk devletlerinin Güney Kıbrıs’a büyükelçi ataması çok büyük hezimettir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın (KKTC ilelebet devam edecektir) sözleri beni rahatlattı. Yunanistan, Ege’de Türk adalarını işgal ediyor, Türkiye tepkisiz kalıyor.  Yunanistan’ın Zürafa Adası’na sahip çıkması üzerine Ada’ya giderek Türk bayrağı açtım. Yunanistan’da büyük tepki yarattı. Yunanistan’da en nefret edilen kişi benim. Patrikhane'nin İznik'te yapacağı ekümenik toplantıya karşı ben de İznik'te miting yapacağım. Atatürk Fener Rum Patrikliği’ni “fesat ve hıyanet ocağı olarak” nitelendirmişti” diye sürdürdü.

Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne Hapsetmek Istiyorlar (1) (Large)

PKK KENDİSİ FESHETSİN LAFI KANDIRMACADIR

PKK konusuna da değinen Yaycı şöyle konuştu: “PKK kendisini feshetsin lafı bir kandırmacadır. Büyük İsrail ile büyük Kürdistan projesi bire bir aynıdır. Anayasa’da değişiklik ve garantör ülke istiyorlar. Bebek katili demek nefret dili oldu. Ben askerimi şehit edenden de bebeklerimi öldürenden de nefret ediyorum. Etmeyen varsa onlardan da nefret ediyorum. Türklük ırki değil. Dünyanın her tarafında böyle. ‘Türkiyeli diyelim’ diyene karşıyım. Olmayan bir terminoloji ile Türkiye bölünemez. Bunlara çok dikkat etmek gerek. Kanal İstanbul yapılsın mı yapılmasın mı iç siyasetin meselesidir. Kanal İstanbul Montrö’yü delmez.” Yaycı son olarak Türkiye’nin uluslararası arenadaki üstün yönlerini sıralayarak, “Türkiye Afrika'da çok güçlü. Dünyanın 11. savunma sanayi ihracatçısı ülkesiyiz. Dünyada silah ihraç etmediğimiz yalnızca yedi ülke var. Şu anda 31 parça gemi yapılıyor. Uçak gemisi dizaynı başladı” dedi. Soru cevap bölümünden sonra derneğin yeni üyeleri; Benhür Ökten, Osman Civan, Serdar Nihat Demirkan’a üyelik belgeleri ve Yörük Keyfiyeleri’ni Cihat Yaycı ve YÖRSİAD Başkanı Avukat Mustafa Alper Oral birlikte taktılar. Toplantı toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

Kaynak: YÖRSİAD / BÜLTEN