Antalya’nın pek çok yerinde maden ocakları, GES projeleri ve turizm işletmeleri için ÇED bombardımanına tutuluyor. Antalya’nın Gazipaşa ilçesi sınırları içinde yer alan Koru Sahilinde turizm konut alanı için ÇED gerekli değil” kararı verilmişti. Bu kararın ardından gözler bölgeye çevrildi. Antalya’nın Gazipaşa ilçesine bağlı Şahinler Mahallesi’ne kısa sürede iki farklı projeye Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) kararlarıyla karşı karşıya kaldı. Gazipaşa ilçesi Şahinler Mahallesi, 450 ada, 1 parsel sınırları içerisinde, Gün Güneş Enerjisi Elektrik Üretim Sanayi Ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılması planlanan g3-antalya-2-1 GES (24 mwm / 20 mwe - 35,39 ha) projesi ile ilgili olarak sunulan ÇED raporu, ÇED Yönetmeliğinin 14. maddesi gereğince Komisyon çalışmaları ve halkın görüşleri dikkate alınarak 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu' kararı verildi.
Bunun yanı sıra bölgede Nural Madencilik Enerji Makina Lojistik Ve Demir Çelik Sanayi Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılması planlanan IV. Grup Maden (Bentonit)Ocağı (İR:201900461) projesi sunun ÇED raporu ise ÇED Yönetmeliği'nin 17. maddesi gereğince 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir' kararı verildi.
“ÜÇ FARKLI ŞİRKET GELDİ”
Bölgede yayla alanlarına üst üste ÇED yağarken bölge halkı ise ikiye bölündü. Kimisi ÇED kararlarını desteklerken kimisi bölge zarar görecek diye endişeli. Konuya ilişkin Şahinler Mahalle Muhtarı Numan Değirmenci, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Daha önce bu projelerle ilgili toplantılar zaten yapıldı. Üç farklı şirket geldi. 3-5 yıldır bölgede arama ve deneme çalışmalarını sürdürüyor. Bölgede iki farklı güneş enerjisi projesi için ÇED toplantıları gerçekleştirildi. Toplantılarda vatandaşların onayıyla projeler kabul edilmişti. Bu bölge, yaklaşık 450 parselden oluşuyor. Çevresindeki alanlar Şahinler’e bağlandı ve toplamda 15-16 mahalleyi kapsıyor. Bu mahallelerin muhtarlarını toplantıya davet ettim ve bilgilendirdim. Bazıları projeye destek verdi, bazıları ise karşı çıktı. Sonunda ÇED olumlu raporu çıktı proje onay aldı.”
“İTİRAZIN BİR ANLAMI KALMADIĞINI GÖRDÜK”
“Bunun üzerine "itiraz mı edelim?" diye düşündük. Aynı süreç Anamur bölgesinde de yaşandı. İtiraz ettik, ancak tekrar olumlu rapor verildi” diyen Muhtar Değirmenci, “Artık itirazın bir anlamı kalmadığını gördük. ÇED sürecinde gerekli toplantıları yaparak kararın önüne geçmeye çalıştık ama engel olamayacağımızı fark ettik. Devamında sadece bir şirket kaldı, o da Akseki’ye yönlendirildi. Diğer şirketlerin toplantıları önceden yapılmıştı. Halkın önemli bir kısmı projeyi destekliyor, "olsun" diyor. Ancak bazıları yaylaların zarar göreceğini düşünüyor. Kimileri ise bu proje sayesinde bölgeye elektrik geleceğini, ulaşımın ve yol imkânlarının gelişeceğini belirterek destek veriyor. Özellikle Ermenek-Kazancı- yolu açılıyor ve bu yolun sürekli açık kalacağını söylüyorlar. En azından yaylalara ulaşım daha rahat olur diye düşünüyorlar. Ancak bazı vatandaşlar da "benim arazim etkilenir" diyerek karşı çıkıyor” diye konuştu
Vatandaşları tek tek bilgilendirmenin zor olduğunu ifade eden Muhtar Değirmenci, “15-16 mahalleye hitap ettiğim için, muhtarlar aracılığıyla bilgilendirme yapıyorum. Paylaşımlar yaparak herkese duyuruyorum. İlk etapta Gün güneş projesine itiraz edilmişti, fakat toplantıda desteklenmişti. Sonrasında halkın büyük bir kısmı "biz ne desek zaten yapılacak" diyerek projeyi kabullendi.
Bu bölgede elektrik bulunmuyor. Vatandaşların bir kısmı "bu projeler sayesinde elektrik gelebilir" diye düşünüyor. Ayrıca yeni yollar açıldığı için ulaşım kolaylaşacak. Yol yapımı başladığında Ermenek-Kazancı-Galipşahvalam güzergahı da düzenlenmeye başlandı ve bu yolun açık kalacağı belirtiliyor. Kimileri ulaşımın rahatlayacağını düşünerek destek veriyor, kimileri ise "malım zarar görür" diye endişe ediyor” dedi.
BÖLGE HALKI İKİYE BÖLÜNDÜ
Kimi bölge halkının projeye olumlu baktığını kimininse karşı çıktığını dile getiren Muhtar Değirmenci, “toplantıda proje desteklenmişti, ancak daha sonra bazı kişiler karşı çıktı. Diğer toplantılar da yapıldı ve ben muhtarlar olarak konuyu detaylıca araştırdım. Türkiye'nin hiçbir yerinde GES projelerinin tamamen iptal edilmediğini gördük. Ancak tarihi eserlerin bulunduğu bölgelerde projeler küçük düzenlemelerle uygulanmış. Biz de "boşuna masraf etmeyelim, avukat ücretleri ödemeyelim" diyerek hareket ettik. Köylerden toplanıp sürekli toplantılar düzenlemek maliyetli oluyor. Bunu yapmazsak da süreci takip edemiyoruz. Sonuç olarak, elimizden gelen bilgilendirmeyi yaparak vatandaşlara süreci açıklıyorum. Dün aldığım belgeleri tekrar paylaştım” diyerek sözlerine son verdi.