Antalya’da son dönemlerde artan göç olaylarının ardından hastanelerdeki yatak kapasitesi yetersiz kalmaya başladı. Hastanelerde tedavi görmeye çalışan binlerce kişi ise ayakta tedavi olmak zorunda kalmaya başladı. Yoğun göç alan şehirler arasında olan Antalya’da her geçen gün hastane krizi büyümeye devam ediyor. Hastanelerde randevu bulamayan hastalar, neyi olduklarını dahi öğrenmek için hastanelere defalarca gitmek zorunda kalıyor. Hastanelerde oluşan yoğunluktan ve acil servislerde boş yatak olmamasından dolayı ayakta tedavi görmek zorunda kalan hastalar ise zor şartlar altında tedavilerini tamamlamaya çalışıyor. Sağlık krizinin büyüdüğü Antalya’da hastane krizinin çözülüp çözülemeyeceği ise merak konusu oldu. Hastanelerin ve yatakların yetersiz olmasının nedenlerinin basamak sistemi olmamasından kaynaklı olduğunu dile getiren Antalya Tabip Odası Başkanı Dr. Hüseyin Can Ertürk, “Büyük hastanelerde verimlilik düşüyor” dedi.
ŞEHİR HASTANESİ VERİMSİZ KALDI
Hastanelerin yetersizliği hakkında konuşan Antalya Tabip Odası Başkanı Dr. Hüseyin Can Ertürk, “Hastanelerdeki hem yatak hem de poliklinik hekim sayımız göründüğü kadarıyla yetersiz. Ayrıca hastanelere o kadar çok kişi hastalık veya başka bir nedenden dolayı hastanede ki insanları görünce ‘Bu kadar çok kişi mi hasta’ diye korkuyor. Polikliniklerin önleri tıklım tıklım, ameliyatlar için hastalara randevu verilemiyor. Acil olmayan hastaların numaralarını alıyorlar biz sizi ararız diyerek, randevu tarihi veremeden geri gönderiyorlar. Genele baktığımızda aslında Antalya’daki özel hastane ve devlet hastane sayıları az değil. Ama Antalya çok fazla göç aldığı için yetersiz kalıyor. Burada birde şöyle bir sıkıntı var; mesela şehir hastanesi bin 500 yataklı. Bu hastaneyi Mazıdağı’na yapıncaya kadar Konyaaltı, Muratpaşa ve Cırnık bölgelerine 3 tane 500 yataklı devlet hastanesi yapılmış olsaydı çok daha verimli olurdu diye düşünüyorum. Şehir hastanesinin yeri gerçekten çok uzak. Acil bir hasta olduğunda hastaneye gidene kadar zaten hasta kaybedilir” sözlerine yer verdi.
SAĞLIK SİSTEMİ TİCARİLEŞTİ
Acil servislerde çalışanların hastalara yetişemediklerini ifade eden Başkan Dr. Hüseyin Can Ertürk, “Sağlıkta dönüşümden sonra sağlık sistemi birazda ticarileştiği için arz talebe giriyor. Sonuç olarak çok gözden geçirilmesi gereken konular var. İnsanlarda normal polikliniklerde işleri geç görüldüğüne dair bir inanış olduğu için olur olmaz acil olmayan hastalarımız bile acil servise gidiyor. Her ne kadar bir taraftan bakıldığında haklı da olsalar buradaki davranıştan dolayı asıl acil olan hastanın hakkını almış oluyorlar. Öte yandan bu davranışla da acil servisin çok fazla yoğun olmasına neden oluyorlar. Konu böyle olunca buradaki çalışan hekimler de yetemiyorlar” dedi.
DÖNÜŞÜM PROGRAMI DEĞİŞMELİ
Sağlıkta dönüşüm programının değişmesi gerektiğini söyleyen Başkan Ertürk, “Basamak sistemi kalktıktan sonra 2. basamak dediğimiz devletin bütün hastaneleri aşağı yukarı eğitim araştırma hastanesi oldu. Çok sayıda asistan ve hekim var ama ben eski devlet hastanesi sistemindeki kadar rantal çalışılmadığını görüyorum. Sağlıkta dönüşüm programının kesinlikle değişmesi gerekiyor. Şu anda bir özel hastaneler var bir de devlet hastaneleri var. Benim kendi görüşüm şöyle: Özel hastanelerde devletin hastaneleri. Çünkü hepsi SGK anlaşmalı, hepsi SGK’nın denetiminde. Böyle olunca da hepsi devletin hastanesi. Zaten SGK anlaşması olmayan hastaneler kendi yağında kavrulamayacak hale geldiler. Hastaneler SGK anlaşması yaptıkları anda devletin hastaneleri olmuş oluyor. Bana göre bütün hastaneler SGK hastanesi” belirtti.
VERİMLİLİK DÜŞÜYOR
Büyük hastanelerin verimliliği düşürdüğünü aktaran Başkan Ertürk, “Yapılan araştırmalara göre 300-600 yatak kapasiteli hastaneler en verimli hastaneler olarak geçiyor. Bu kadar devasa hastanelerin yapılması insanların göğsünü kabartıyor ama işleyiş ve içerisindeki iş üretimi ele alındığı zaman konsept hastanelerin olması daha verimli olur. Düşünce çok iyi, hepsi bir arada olsun, çok iş üretilsin ama içerisindeki ulaşımdan ısıtmasına, personeline kadar her şeyi çok büyük gider. Bu sefer hem yeterli hizmet üretemiyorsun hem de zarara doğru gidiyorsun. Bunların tabiki fizibilitesi yapılmıştır, gelişigüzel yapılmamıştır ama biraz verimlilik açısından çok büyük sanki. Basamak sistemi aslında çok güzel. 1. basamağın çözemediğini 2. basamak çözüyor, onun çözemediğini 3. basamak çözüyor. Ama Türkiye’de böyle bir şey yok. Türkiye’de her basamak herkese açık. Ama bu sefer hastalar için boşa zaman kaybı oluyor. 1. basamakta çözülecek bir sorun 3. Basamağa kadar çıkıyor. Bu sefer verimlilik düşüyor” dedi.
ZEMİN KAT SAĞLIK OCAKLARI YAKIŞMIYOR
Zemin kattaki sağlık ocaklarını eleştiren Başkan Ertürk, sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
“Şimdi bir de apartmanların giriş katlarına sağlık ocakları açılmaya başladı. Bu sağlık ocaklarının hiçbir konforu yok. Bir iki tane personelle hizmet vermeye çalışılan bir duruma getirildi. Aslında aile hekimlerinin hepsine devletin ayrı binalar yaparak, bu binalarda hizmet vermeleri gerekiyor. Çünkü bu sistemimizi yürüteceksek, zemin katlardaki uygun olmayan şartlarda hizmet vermek hem hekimlerimize ne de devletimize yakışmıyor.”
