Türkiye, 1 Ekim 2024-31 Mart 2025 tarihlerini kapsayan 6 aylık süreçte son 65 yılın en kurak dönemini yaşadı. İklim değişikliği nedeni ile buğdayda yüzde 7 düşüş yaşanırken, mısırda sorun daha büyük. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) ikinci kez açtığı 1 Milyon tonluk mısır ithalatında da kontenjan doldu. Mısır fiyatlarındaki yükseliş ise yem hammaddesinde kullanılan 30 farklı ürünün fiyatının artmasına neden oldu.

Nuri Büyükselcuk (5)

DÜNYANIN EN PAHALI MISIRI

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Meclis Üyesi Nuri Büyükselçuk, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin artık hayatımızın birebir içine girdiğini belirterek, “Un ve yem sanayicileri olarak mısırda çok ciddi sıkıntı yaşıyoruz. TMO iki kez 1’er Milyon tonluk kontenjan açtı. İkinci kontenjan ile yüzde 5’lik gümrük vergisi ile 30 Haziran’a kadar 1 Milyon Ton mısır getirilecekti. Nisan ayı bitmeden bu kontenjan doldu. Türkiye şu anda Dünya’nın en pahalı mısırının olduğu ülke durumunda. Yem sanayii un gibi değil. Çünkü unun tek hammaddesi buğday. Yemde ise 30’a yakın hammadde kullanılıyor ve bir ürüne gelen zam, domino etkisi ile 30 ürünü birden etkiliyor. Mısır fiyatlarındaki yükseliş, kepeğe, ayçiçek küspesine ve diğer ürünlere yansıyor. Böyle olunca insanlar yemlik buğday kullanıyor ve bu kez de buğday fiyatları artıyor. Ulusal Hububat Konseyi ve Yem Sanayicileri Derneği bile mısır ithalatının açılmasını istiyor. TMO’dan 1 Milyon tonluk yeni bir kontenjan bekliyoruz. Yoksa zincirleme olarak tüm ürünler daha da zamlanacak” dedi.

UN İHRACATI TAMAMEN DURDU

Un Sanayiinde son alınan kararlardan dolayı ihracatta çok ciddi düşüş yaşandığını belirten Nuri Büyükselçuk, “En önemli pazarlarımızdan Irak’a ihracat neredeyse tamamen durdu. Bu da ihracat yapamayan fabrikaların sınırlı sayıda talebin olduğu iç piyasaya yönelmesine neden oluyor. Şu anda Türkiye’de maliyetine un satabilen fabrika sayısı çok az. Tüm fabrikalar zararına iş yapıyor ve ayakta kalmaya, fabrikalarını kapatmamaya çalışıyor. Bunun en büyük sebeplerinden birisi, 1,5 ay önce Merkez Bankası politika faizini yüzde 42.5’e indirdiğinde artık yatay bir seyir beklentisi vardı. Bu ay politika faizinin 40’a düşmesi bekleniyordu ve enflasyonda çözülme olduğu, döviz ile faizin artık rahatlayacağı düşünülüyordu. Böyle bir beklenti varken, politik istikrarsızlık ve siyasi olaylardan dolayı tablo tamamen tersine döndü. Son 1 yılda elde ettiğimiz tüm kazanımları kaybettik, MB politika faizini yüzde 46’ya çıkarmak zorunda kaldı. 

BİR YILLIK KAZANIMI 1 AYDA TÜKETTİK

“Bankalar Arası Para Piyasası yüzde 49’a yükseldi ki, 6 ay önce yüzde 50 ile başlamıştık. Bir haftada 6 ay öncesine döndük” diyen Nuri Büyükselçuk, konuyla ilgili açıklamasını şöyle sürdürdü: “Kredi faizleri yüzde 54-60 bandına geldi. Bakanlığın bankalara uyguladığı kredi büyümesi sınırlamasından dolayı bu orana lazım olsanız dahi kredi bulamama riski ile karşı karşıyayız. Kurumsal kredi kartlarının limitler de kredi büyüme sınırına takılmaya başladı. 10 milyonluk kartınız olsa bile banka size 250 binlik harcama sınırlaması koyabiliyor. Öngörülemez ve geleceği göremez, politika üretemez hale geldik. En fazla 1 haftalık planlarla ticaret yapıyoruz. Faizlerdeki aşırı yükselişle yatırım iştahı tamamen kaçtı, piyasalarda yaprak kımıldamıyor ve para çok değerli hale geldi. Tüm bunların sonucunda karşılıksız çek ve senette patlama, konkordato kararlarında artışlar yaşandı. Bir an önce istikrarın sağlanması umuduyla çalışmaya çalışıyoruz.”

HARMAN ZAMANINDA 21 GÜNLÜK KAYMA

Son 65 yılın en kurak kış mevsimine rağmen, Nisan’ın ilk 2 haftasında gelen yağışların biraz moral verdiğini belirten Büyükselçuk, açıklamasını şöyle tamamladı: “Ekim alanı olarak Akdeniz Bölgesi’nde yüzde 2, Marmara Bölgesi’nde ise yüzde 3’lük bir artış bekleniyor. Ama yağışlar nedeni ile verimlerde Marmara’da yüzde 4, Akdeniz’de ise yüzde 7 düşüş öngörüyoruz. Türkiye genelinde ise yüzde 7-8’lik bir düşüşle, yaklaşık 19 Milyon tonluk bir buğday hasadı bekleniyor. Son yağışlar olmasa bu rakamlar çok daha olumsuz olacaktı. Bu tabloyu 2 yıl önce yaşamıştık. Yağışlar nedeni ile Dünya genelinde harman zamanı 21 günlük bir kayma oldu. Sahil bölgesinde şu anda bir sorun yok. Tek endişemiz, hasat yaklaşırken yağışın olması. Hasat zamanı yağan yağmur verimi düşürüyor ve tüm sektörü olumsuz etkiliyor”.

Kaynak: ANTALYA GÜNDEM GAZETESİ / HASAN YAVAŞLAR