Antalya’nın Elmalı İlçesi’nde bulunan Avlan Gölü, 1980’li yıllarda DSİ tarafından kurutuldu ve elde edilen arazi çiftçilere kiralandı. Ancak bu gölün kurutulması, bölgedeki çiftçiler için gerçek bir felakete dönüştü.
DOĞAL DENGE BOZULDU
Toros Dağlarına açılan bir tünel ve kanal yardımıyla Avlan Gölü kurutulduktan sonra, bölge ikliminde değişiklikler meydana geldi. Avlan Gölü kurutulmadan önce göl, bölgenin su ve nem dengesini koruyor, buharlaşan su, hava sıcaklığının düşmesini engelliyordu. Ancak gölün kurutulması sonucunda, bölgedeki iklim değişti. Yıllık ortalama sıcaklık arttı, yıllık toplam yağış miktarı azaldı. İlkbaharda don olayları sıklaştı ve yer altındaki su seviyeleri kritik bir şekilde düştü. Daha önce 5-18 metre arasında seyreden yer altı suyu seviyeleri, 60-90 metreye kadar indi. Bu düşüş, kuyu açma ve sulama maliyetlerini artırdığı gibi toprakta tuzlanmaya da yol açtı. Elma ağaçlarını sulayamayan çiftçiler, ağaçları kesmek zorunda kaldı. Ayrıca diğer tarım ürünlerinin veriminde de düşüşler yaşandı; nohut üretimi dekar başına 3’te 2 oranında, şeker pancarı ve kavun üretimi ise 3’te 1 oranında azaldı.
ARTIK ÇOK GEÇ
Bu felaket sonucunda, Elmalı İlçesi köylüleri 3 bine yakın imza toplayarak Çevre ve Orman Bakanlığı’na başvurdu. Bölge halkı, göllerin tekrar suyla doldurulmasını talep etti ve 2003 yılından itibaren Avlan Gölü’nde su tutulmaya başlandı. Ancak ne yazık ki, göl bir daha eski canlılığına kavuşamadı.
Sonuç olarak, Avlan Gölü’nün tarihi, toprak savaşlarından çevresel meselelere kadar uzanan karmaşık bir öyküye sahiptir. Göl, geçmişiyle yüzleşirken, çevredeki ekolojik sorunlar ve yaşam tarzı üzerindeki etkileri hala devam etmektedir.