Antalya Ticaret Borsası Meclis Üyesi Nuri Büyükselçuk, Rusya ve Ukrayna’nın Türkiye’deki un ve yem fabrikalarını ülkelerine davet ettiğini belirterek, bu riskin ortadan kalkması için bir an önce önlem alınması gerektiğini belirtti. Yıllar önce hububat cenneti olan Türkiye’nin bu avantajını kaybetmeye başladığını belirten Büyükselçuk, geçen yıl un ihracatının yüzde 40 düştüğüne dikkat çekerek, sektörle ilgili sorunların ivedilikle ele alınması gerektiğine dikkat çekti.
ACİL ÖNLEM ALMAK GEREKİYOR
Lojistik, işgücü ve finansmana erişim gibi konuların üreticiyi zor durumda bıraktığını belirten Büyükselçuk, Türkiye’nin un ticaretinde lider ülkelerden biri olduğunu ifade ederek, “Rusya ve Ukrayna gibi ülkeler, un üretimi için Türkiye’deki fabrikaları ülkelerine davet etti. Un ticaretinde lider ülkelerden biri olan Türkiye’nin bu avantajını kaybetmemek için sektörle ilgili önlemler alması gerektiğini vurguladı.
REKOLTEDE DÜŞÜŞ OLACAK
Türkiye genelinde geçen yıla göre rekoltede bir miktar düşüş beklendiğini belirten Nuri Büyükselçuk, “Geçtiğimiz sezon 20,5 Milyon Tonluk bir rekolte vardı, bu yıl bu rakam yaklaşık 19 Milyon Ton olacak. Verimdeki azalışın en fazla olduğu bölge Güneydoğu Anadolu bölgesi. İç Anadolu ve Trakya bölgesinde üretim iyi. Antalya ve yakın bölgede de durum iyi. Geçen yıl buğday fiyatı ve prim ayrı ayrı açıklanmış, 9 bin 250 buğday ve Bin 750 Lira prim+destek açıklanmıştı. Bu yıl planlı üretime geçildiği için verilen destekler tek bir kalemde toplandı. Bu yıl fiyatın destek dahil enflasyon kadar artarak yüzde 20-30 arasında artmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
YÜZDE 5 KREDİ STOKLARI ERİTTİ
Uluslararası alanda rekabet için Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) elinin gayet güçlü olduğunu belirten Büyükselçuk, şunları söyledi: “TMO arz güvenliğini ön planda tutuyor. Bu da uluslararası rekabette elimizi güçlü tutuyor. TMO’nun ithal buğday satışı, şu anda 12 Lira civarında. Bu yıl fiyatı belirleyecek en önemli etkenlerden biri finansmana erişim ve faizler olacak. Yüzde 5 ile kredi kullandığımız bir ortamda buğdayı alıp elimizde tutmanın maliyeti yüzde 5 oluyor. 10-15 yıl önce bu bölgenin buğdayını ihtiyacımız kadar alıp 1 yıllık depolayabilirdik. Ancak bu finansman koşullarında bu imkansız. Fabrikaların elinde en fazla 1-2 aylık stok var.”