Kaleiçi’nin limanı bir zamanlar deniz ticareti için önemli bir konumda yer alıyordu. Deniz yoluyla Akdeniz kıyılarında bulunan Kıbrıs, Suriye, Mısır, İtalya ve diğer ülkelere ticari gemiler mal taşıyor ya da oradan gelen gemiler buradan Antalya bölgesine dağıtılıyor. Coğrafi keşiflerle birlikte Afrika çevresinden Hindistan’a ulaşılması yeni yolun kullanılması limanın kullanımını ticari olacak kısıtlamış.  Bir dönem Anadolu için önemli ihraç merkezi olarak kullanılmış Kaleiçi Limanı belli dönemlerinde korsan baskınlarına uğramış. Antalya’nın deniz ticareti için görünür olması için çalışma yapılmış ve bunun için girişimler gerçekleşmiş.

Antalya Kaleiçi (2)

KAÇAKCILIK YAPILIYORDU

Antalya limanının ekonomik önemi belli bir dönem artış göstermiş. O yıllarda Avrupa yaşanan hareketlenmeler arasında yer alan Fransız Devrimi’nin ve Napolyon’un yükselişine düşüşüne denk gelene savaşlar, Avrupa’da tahıl ihtiyacının artması ve fiyatları yükselmesi Anadolu’da tahılların yerel ya da Avrupalı nakliyeciler tarafından toplandığı adalara kaçırmak uygun duruma gelmiş. Bu kaçakçılığın başını Yunan tacirler çekmiştir. Yaşanılan bu kaçakçılık ile birlikte buğday, arpa ve pirincin lisanssız ihracat yasaklansa da gizliden yapılmaya devam edilmiş. Yasağı en başta yerel yöneticiler delmiş ve buradan gelir elde etmiş. Gezginlerin aktardığı göre Malta ve Messina’ya tahıl yükleyen teknelerin olduğu gözlemlenmiş. Bu dönemde Antalya’nın limanında ticaret hacmi genişlemiş, teknelere değişik mallar yüklenmek getirilmiş.

Antalya Kaleiçi (5)

HEDİYELER FARKLILIK GÖSTERİYOR

O tarihlerde Antalya limanının ticaret hacmi genişlemiştir. Antalya Limanı hem ihracat hem de ithalat yapıyordu. O dönemde servet ise toprağa dayanmış hatta gezginlere verilen hediyeler kümes hayvanları, büyükbaş ve küçükbaş gibi hayvanlar olurken gezginler ise barut, bira ve İngiliz mamulleri verilmiş. Bir dönem Antalya’ya gelen gezginler limanın boş ve çarşının da fakir olduğunu görmüş. Bunun nedeni ise Eylül sonundan Şubat sonuna kadar yaşanan limandaki hava koşullarından kaynaklandığı görülmüş. 1800’lü yılların ortalarından itibaren Antalya’da hala buharlı gemilerin bulunmadığını ve yelkenlerin ön planda olduğu, bu yüzden de yatırımlık bir yer olmadığı gezginler gezi yazılarında not alınarak durum açıklanmış.

Antalya Kaleiçi (1)

İPEKBÖCEĞİ KOZASI TİCARETİ

Antalya’nın deniz ihracatı için önemli ürün buğday olmuş ve buradan Adalara, İzmir’e gönderilmiş yıllık 300 tonu bulan ürünler yer almış. . Avrupa’ya ihraç edilenler içinde en büyük kalemler olarak yıllık 20 ton mısır, 10 kantar meşe palamudu, 30 ton susam ve 5.000 kuru ipekböceği kozası sıralanabilir ki bu rakamlar da yine ticari açıdan küçük hacimli bir liman olduğunu kayıtlara geçmiş. Antalya’da henüz sanayi üretim olmadığı için Yafa ve Girit’ten sabun getirilerek ticareti gerçekleşiyordu.

SÜLÜK TİCARETİ ÖNEM TAŞIDI

Antalya Kaleiçi Limanı’nda yer alan ticaretlerle ilgili olarak şaşırtıcı bir bilgiye arşivlerde ulaşılıyor. Antalya, bir zamanlar sülük ticaretinin yapıldığı noktalardan biri olmuştur. Tıbbi sülük olarak bilinen sülüğün Fransa’da büyük ilgi görmesi nedeniyle sülüğe yönelik talebi artırmış ve bu işi yapanlar ortaya çıkmış. Sülüğe duyulan ihtiyaç nedeniyle Antalya’da sülük ticareti başlamış tıpkı buğday gibi önemli ticaret ürünü olarak ele alınmış. Antalya’da küresel ekonomik etmenlerin hakim olmadığı bu dönemde geçimlik ekonomi ön planda olmuştur. Gezginlerin aktardığına göre burada odun, kereste ve hayvan ticaretindeki önemi belirtilse de gümrük defterine geçirilmiyor. Bu geçimlik ekonomik sosyal yapıya da etki etmiş, gezginlerin aldığı notlarda buna değinilmiş. Antalya’da yaşayanların kenti şehirlerine ve çevrelerine karşı aşırı ilgisiz kalması gezginleri şaşırtmış. Antalya’da yaşayan on kişiden biri bile karşı tarafta bulunan dağların adlarını bile bilmiyormuş ve öğrenme merakı bile duymuyormuş, bu durum ise gezginlerin şaşkınlarına neden oluyormuş.

Antalya Kaleiçi (4)

ANTALYA İNSANI ÇAĞDAŞ İNSANDAN OLMAKTAN UZAKMIŞ

Gezginlerin aktarımından anlaşıldığı üzere Antalya insanı çağdaş bir insan olmaktan uzak kalmış. Bu durumu ise ‘ben neredeyim? Hangi mekandayım? Ne zamandayım?’ gibi temel sorulara karşılık bilgi verme konusunda yetersiz ve isteksiz kalması, rasyonelleşmiş bir dünyadan gelen gezginler üzerinde ters etki yaratıyor. Gezginlerin iletişim kurduğu kişilerin geçimlik ekonomi ile yaşamlarını sürdürmeleri, eğitim ya da ticaret yoluyla henüz dış dünyayla uyum sağlayamaması konusunda sıkıntı yaşadığı görülmüş.

Antalya Kaleiçi (3)

KORSANLARIN LİMANIYKEN GÜNÜMÜZDE TURİSTLERİN LİMANI OLDU

Antalya insanının yaşamı zaman içerisinde değişim geçirmiş, günümüzde dünya kültürüne uyum sağlamış olduğu görülebiliyor. Kaleiçi’nin önceden ticaret amaçlı kullanıldığı aktarılırken günümüzde tamamen turizm ve eğlence sektörüne kaydığını görmek mümkün. Özellikle yat limanındaki teknelerin turistleri gezdirdiği bu dönemden yüz yıl kadar önce ticaret için gemilerin geldiğini hatta korsanların baskınına uğradığı kayıtlarda yer alıyor.

Muhabir: UĞUR FİDAN