Diyarbakır'da 21 Ağustos'ta kaybolan ve bir çuvalın içerisinde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın ardından gözler kayıp çocuklara çevrildi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, tarafından açıklanan kayıp çocuk rakamları insanı dehşete düşürecek cinsten. Çünkü bu sayı yıllık 10 binlerle ifade ediliyor. TÜİK en son kayıp çocuklarla ilgili rakamı2016 yılında vermiş. Buna göre 2008 ile 2016 yılları arasında 104 bin 531 çocuk kaybolmuş. Yani 8 yılda 100 binden fazla çocuk adeta buhar olmuş. İşin kötüsü bu çocukların yarıdan fazlası bulunamamış. Yani yıllık 10 binden fazla çocuk kaybolmuş ve yarıdan fazlası bulunamamış.
RAKAM İNANILMAZ BÜYÜK
2023 yılında meydana gelen ve asrın felaketi olarak kabul edilen Kahramanmaraş’ta 50 bin vatandaşımız can verdi. Bütün dünyayı kavuran COVİT-19 virüsünden ülkemizde 100 bin kişi hayatını kaybetti. Ancak 8 yılda en az 50 bin çocuğun bulunamadığını düşünürsek rakamın büyüklüğü de ortaya çıkıyor.
Gazeteci Fatih Altaylı’nın yaptığı açıklama ise gerçekten enteresan. O da bu rakamları ortaya koyuyor. Ancak o bu rakamların son 8 yılda da 100 binin üzerinde olduğunu ileri sürüyor. Bir de kayıp çocukların en fazla hangi ilden kaybolduğunu yazmış.
HANGİ İL BİRİNCİ?
İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır. Hadi sizde bir tahminde bulunun. Maalesef en fazla çocuk Antalya’dan kaybolmuş. Peki bu çocuklar nerede? Ülkemizde tespit edilmiş düzenli bir organ mafyası yok. Yani illegal olarak yapılan organ nakilleri defalarca gündeme gelse de şimdiye kadar organı alınarak öldürülmüş bir çocuk vakası duymadım. Hani kaçırılan bebeği de anlarım. Çocuğu olmayan satmak için kaçırır falan ama bence bu da 1970’li yılların siyah beyaz filmlerinde kaldı.
BU ÇOCUKLAR NEREDE?
Peki o zaman bu çocuklara ne oluyor? Doğrusunu söylemek gerekirse bu denli yüksek çocuk kaybını izah etmek çok da mümkün değil. Yani ne mantık yürütürseniz yürütün bir türlü oturmuyor. Devletin resmi makamlarının son 8 yıldaki rakamları açıklamaması da hayli düşündürücü. Peki akıllara neler geliyor?
Özellikle sosyal medya üzerinden çok rahat tanışan evli çiftlerin eş aldatılmasına tanık olan çocukların ortadan kaldırılması.
Son yıllarda yine pedofilinin artması.(Aileler lütfen çocuklarınızın fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmayın)
Belki bir kısmı kaza ile ölmesinin üzerinde ailesi tarafından saklanması.
Bu saydıklarım bu rakamı izah etmiyor. İnsan içinden bu işin içerisinde de tarikatlar mı var acaba demeden duramıyor.
AMAN DİKKAT!
Sonuç olarak gerçekten nedeni tam belli değil. Ancak bunca çocuk kaybına karşılık mutlaka bir meclis araştırma komisyonu kurulmalı. Bunun adı çocuk ziyanıdır. Biz bazı soruların yanıtlarını bulmadan, bazı konuların üzerine gitmeden, ‘bir kereden bir şey olmaz’ anlayışından kurtulmadan bir arpa yol ilerleyemeyiz. Unutmayın dünyada ölümü hak edecek olan çocuk yoktur.
Esen kalın…