Birkaç yazıdır, konuyu yetkililere iletmeye çalıştık.
Emekli ikramiyeleri konusundaki yanlışları su yüzüne çıkarmak için çaba gösterdik.  
Çalışan-çalışmayan ayrımının sonucu olarak, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı olan emeklilerin ziraat odalarından istifa ettiğini buradan paylaştık.
Benzer bir durumun şahıs şirketleri hususunda da yaşandığını kaleme aldık.
Basın organlarının konuya yer vermesi, STK’ların tepki göstermesi vs. derken ilk müjde emekli olup, çalışmayı sürdüren çiftçilerimize geldi.
Sayıları 1 buçuk milyon civarında olan emekli çiftçilerin, ikramiye ödemelerine dâhil edilmesi için yetkililer düğmeye bastı.
Ardından da çalışan-çalışmayan derken sonunda emeklilerin hepsi Cumhuriyet’in 100. yılına özel olarak ödenen ikramiyeyi almaya hak kazandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmada bunun sözünü verdi.
Geç olmadan bir yanlıştan dönülmüş oldu, emekliler arasında ayrım ortadan kalkmış oldu.
Şimdi…
Emekliler arasındaki ayrım ortadan kalktı ama bir sınıflandırmaya gitmekte fayda var.
‘Ayrım yapmayın’ yazmıştın diyenler var duyuyorum!..
‘AYRIM’ ile ‘SINIFLANDIRMA’nın farkını bilmeyenler bu cümleden sonrasını okumak zorunda değil.
Biz bu farkı görebilen okuyucularımızla kaldığımız yerden devam edelim…
Ne diyorduk, emeklinin aldığı aylık ortada!
Anadolu’daki emekliye 7 bin 500 lira yeterken Antalya, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde yaşayan emeklilerin durumu çok zor.
Malum en düşük kira 7 bin 500 liradan başlıyor. Kira, okuyan çocuk ya da biraz borcu varsa geçmiş olsun.
Anadolu’da yaşayan emekliyse giderleri daha düşük olduğu için 7 bin 500 ile ucu ucuna yetinebiliyor.
Bu noktada emekliler arasında bir sınıflandırmaya gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Görülen o ki emekli aylıklarının büyük çoğunluğu yine asgari ücret altında kalacak gibi.
Madem böyle olacak, en azından büyük şehir de yaşayan emeklilere özel bir çalışma yapılsın ya da tüm emeklilerin aylıkları asgari ücretin üzerine çıksın.
Kalın sağlıcakla…