Rekorlar, rekorlar, rekorlar…

Her yıl şehrimize gelen turist sayısı artış göstermeye devam ediyor.

Yerel dinamikler, yatırımcılar, rehberler, seyahat acenteleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.

Biz, turizm kentiyiz(!) Turizm bu şehirde yaşayanlar için önemli bir geçim kaynağı.

‘Turizm olmasa Antalya biter’ diyenler dahi vardı, değil mi?

Hem gelenlerin hem de kazançların milyonlarla ifade edildiği turizm sezonu maalesef 12 aya yayılmadı.

Bir STK başkanı ya da başkan adayı çıkar, şöyle projemiz var, böyle planlarımız var, turizmi 12 aya çıkaracağız der, der, durur…

Diğer taraftan Turizm Bakanlığı yetkilileri yoğun çabamız var vs. şeklinde açıklamalarda bulunur…

Tüm bu açıklamalara rağmen ne hikmetse turizm sezonu Haziran-Ekim dönemine sıkışır kalır.

5 ay içinde nüfus patlar, havalimanı rekor kırar, oteller rekor kırar vs. Ya sonrası…

Kasım ayına ayak basar basmaz hava trafiği azalır (Son yıllarda küresel ısınma sağ olsun, sezona Aralık ayını da dahil etti) oteller boşalır, turizm çarşıları yavaş yavaş kapanır, otel lojmanları boşalır.

İddia ediyorum, Antalya’da kış mevsiminde korku filmi çekecek olursanız otellerin kümelendiği bölgeler kadar sessiz ve ürkütücü bir alan bulamazsınız.

Koca koca tesisler Aralık-Haziran döneminde neden boş kalıyor?

Aralık ayına girdik ve turizmde, turizme bağlı sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde durgunluk baş gösterdi bile.

Söylemlerin aksine, Antalya turizminin kış aylarındaki durgunluğu hala sürüyor.

Çoğu otel kış tatili için kapılarını kapattı, Alanya gibi koskoca ilçelere gidin kışın açık 5 yıldızlı otel sayısı bir elin beş parmağını geçmez, onlarda da personel azlığı nedeniyle hizmet vasattır.

Eminim ki -her kış olduğu gibi- bazı STK ya da oda başkanları basın toplantısı veya meclis toplantılarında, gazetecilere spor turizmi, kongre turizmi, üçüncü yaş turizmi diye martaval okumak için hazırlıklara dahi başlamıştır.

Oysa biz her yıl aynı filmi izliyoruz.

Umarım günün birinde bu şehrin milyar dolarlık otelleri, kış sezonunu yatarak geçirmek zorunda kalmaz.

Umarım günün birinde bu konu danışmanlar aracılığıyla STK’ların, odaların, bakanlıkların röportaj konusu olmaktan çıkar.

Ve yine umarım ki küresel ısınmanın 1 ay daha eklediği turizm sezonuna, bu sektörün dinamikleri arasında yer alan her kurum-kuruluş 6 ay daha ekler.

Kalın sağlıcakla…