Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Derya Ünver, 22 Mart Dünya Su Günü’nde uyarıda bulundu. Başkan Ünver, “Artan nüfusu, büyüyen kentleriyle Türkiye, ‘Su fakiri’ olma yolunda ilerlemektedir” diyerek Antalya’nın da su kaynaklarının korunması gerektiğini belirterek, “Antalya günlük kişi başı su kullanım miktarı Türkiye ortalamasının üzerindedir” diye konuştu

Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Derya Ünver, 22 Mart Dünya Su Günü’nde uyarıda bulundu. Başkan Ünver, “Türkiye’nin su potansiyelinin yüzde 7,6’sı Antalya’da bulunmaktadır ve 52 adet yeraltı su kaynağına sahiptir. Kentimizde enerji, sulama ve taşkın amaçlı 15 adet baraj; sulama amaçlı 12 adet gölet, 21 adet HES bulunmaktadır. Antalya günlük kişi başı su kullanım miktarı Türkiye ortalamasının üzerindedir. Bölgemiz iklim değişikliği ve beraberinde getirdiği kuraklıktan en fazla etkilenecek yerlerdendir. Temel gelir modelimiz tarım ve turizm üzerine kurulmuştur. Bu iki sektörün yeterli kalitede ve yeterli miktarda su olmadan devam etmesi mümkün değildir. Suyun iklim değişikliğine dirençli, kaynakların kalite ve miktar olarak korunduğu yönetim sistemlerini belirleyerek tüm tarafların birlikte hareket etmesine ihtiyaç vardır. Ülkemizin su kaynakları yönünden zengin olduğu düşünülse de yıllık kişi başına düşen su miktarı bin 363 metrekare ile su azlığı yaşayan ülke konumundadır. Nüfusun hızla artması, su kaynaklarının doğru yönetilememesi, kuraklık ve iklim değişikliği gibi nedenlerle 2030 yılında kişi başına düşen su miktarının 1.120 m³/yıl olması beklenmektedir. Diğer bir deyişle, artan nüfusu, gelişen ekonomisi ve büyüyen kentleriyle Türkiye, ‘Su fakiri’ olma yolunda ilerlemektedir” dedi.

TARIMSAL SULAMA MODERNİZE EDİLMELİDİR

Tarımsal sulamaya da dikkat çeken Başkan Ünver, “Türkiye’de su kullanımının yüzde 73 ünü tarım, yüzde 11’ini sanayi ve yüzde 16’sını evsel ihtiyaçlar oluşturmaktadır. Su kullanımında en büyük paya sahip tarımda kullanılan su miktarıdır. Tarımda sulama oranın yüzde 82si halen geleneksel yöntemlerle yapılmaktadır. Verimli bir sulama için, suyun açık kanal ya da kanaletler sistemiyle araziye iletilmesi yerine kapalı borularla iletilmesi gerekmektedir. Kapalı borular, damla sulama yönteminin uygulanmasını mümkün kılmakla birlikte, çık kanallarla iletilen suyun buharlaşarak kaybolmasını önlemektedir. Sulama sisteminin modernize edilmesinin yanı sıra tarımsal üretimde yetiştirilecek ürün çeşidi, kuraklık ve su kaynakları rezervine göre belirlenmelidir” ifadelerine yer verdi.

KAÇAK SONDAJLAR SU HIRSIZLIĞIDIR

Kaçak sondajların bir an önce durdurulması gerektiğini söyleyen Başkan Derya Ünver, “Kentimizde kontrol altına alınamayan, su yönetiminde en önemli sorunlarından biri kaçak sondajlardır. Kırsal ya da merkez ayrımı yapmadan kentin her noktasında işyerlerine ya da vatandaşa ait kaçak sondajlar vardır. Sondajdan gelen suyun maliyetsiz olması algısıyla bilinçsizce kullanılması söz konusudur. Oysaki bu şekilde bindiğimiz dalı kesiyoruz. Yeraltı su seviyemiz her yıl hızla düşüyor. Bunun anlamı suyumuz bitiyor ve tatlı su tuzlanma tehdidi ile karşı karşıya kalıyor. Kaçak sondajların önüne geçilmesi için kamu, yerel yönetimler ve halk bir an önce seferberlik başlatmalıdır. Bu su hırsızlığının önüne geçilmelidir” şeklinde konuştu. HABER MERKEZİ