KASAİD Başkanı Keskün, kadınların elde ettiği başarıların ve yönetimdeki yerinin sağlıklı bir toplumun temel taşlarından biri olduğunu vurguladı. Başkan Keskün, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kadınların toplumsal, ekonomik, kültürel ve siyasi alanlardaki başarılarını kutladığımız, aynı zamanda eşitlik mücadelesine dikkat çektiğimiz önemli bir gündür.
Ancak sadece bir kutlama değil, kadın hakları konusunda ve kadınların sorunlarıyla ilgili farkındalık yaratma ve çözüm odaklı adımlar atma fırsatı olarak görülmeli. Kadınların eğitime, istihdama ve yönetime daha fazla katılım sağlaması, güçlü ve sağlıklı bir toplumun temel taşıdır” ifadelere yer verdi.
“ÇALIŞAN KADINLAR İÇİN ÖNEMLİ BİR ENGEL”
Kadınların iş hayatında yaşadıkları sorunlarla ilgili konuşan Başkan Keskün, “Kadınlar, özellikle annelikle birlikte hem iş hayatını hem de aile sorumluluklarını dengede tutmakta zorlanabiliyor. Çalışan anneler için kreş hizmetlerinin yetersiz olması, iş hayatına doğum sonrası geri dönüşü zorlaştırıyor. Çocuk bakımını üstlenmek için, yaşlı ve hasta bakımı gibi sorumluluklarda genellikle kadınlara yükleniyor. Esnek çalışma saatleri ve uzaktan çalışma imkânlarının sınırlı olması, çalışan kadınlar için önemli bir engel oluşturuyor.
Bu nedenlerle kadınlar işten ayrılmak ya da işe ara vermek zorunda kalıyorlar, bu da çoğunlukla kariyerlerini olumsuz etkiliyor. İş yerlerinde kadınlar fiziksel, sözlü veya psikolojik tacizle karşılaşabiliyor. Mobbing ve cinsiyet temelli ayrımcılık, kadınların iş yerinde kendilerini güvende hissetmesini engelleyebiliyor. Kadınların kendi işlerini kurması konusunda yeterli destek mekanizmaları bulunmuyor. Finansal kaynaklara erişim, iş dünyasında kadın girişimcilerin önündeki en büyük engellerden biri” dedi.
“BAŞARI HAYATIN HER ALANINDA VAR”
Buz dağının görünmeyen yüzü olan ev kadınları hakları ile ilgili konuşan Keskün, şu sözlere yer verdi:
“Toplumun en büyük yanılgılarından biri başarıyı yalnızca profesyonel kariyerle sınırlamak. Oysa bir evi çekip çevirmek, çocuk yetiştirmek, aileyi bir arada tutmak büyük bir özveri ve emek gerektiriyor. Bunu bizzat yaşamış biri olarak söylüyorum. 20 yıllık iş yaşamından sonra kendi isteğimle ve kendi kararımla iş hayatıma ara verdim ve ev kadınlığının ne kadar zor ve fedakarlık gerektirdiğini bizzat yaşadım. Ev Kadınlarının emeği göz ardı edilmemeli ve kadınlarının sosyal güvenceye kavuşmasını sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır. Başarı sadece ofislerde, iş dünyasında değil hayatın her alanında vardır.
HAYATINI EVE ADAYAN KADINLAR
Hayatını ailesine ve evine adayan kadınlar, toplumun görünmez kahramanlarıdır. Onların emeği, bir ülkenin geleceğini şekillendiren en önemli yapı taşlarından biridir. Ancak önemli olan bunun bir zorunluluk değil bir tercih olmasıdır. Kadınlar, ister evde ister iş hayatında olsun kendi seçimlerini yapabilmeli ve bu seçimleri toplum tarafından takdir edilmelidir.
Kadınlara dayatılan rolleri değil, onların kendi istekleriyle belirlediği hayatları konuşmalıyız. Kadınların emeğine, gücüne ve varlığına hak ettiği değeri veren bir toplum yaratmak hepimizin sorumluluğudur. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, bu farkındalığı artırmak ve geleceğe daha eşit bir dünya bırakmak için bir fırsat olarak görülmelidir.”