Türkiye’nin sorunları o kadar çok ki hangi birini yazacağımızı şaşırdık. Biz hangisini yazacağımızı şaşırırken, yetkililer maalesef bizim kadar düşünmüyor. Onların dünyası başka. Her geçen gün yükselen döviz kuru ve enflasyondan dolayı besicilerin girdi maliyetleri artarken, birçok ahır da boş kaldı. Birçok üretici artık üretimden vazgeçerken, bakanın ne yaptığını merak ediyorum. Bakın ATB Komite üyeleri konuya ilişkin ne diyor. Antalya Ticaret Borsası meslek komiteleri üyelerinden Mustafa Cahit Sönmez, Mert Sönmez ve Adnan İlgeç, hayvancılık sektöründe yaşanan sıkıntıları aktararak, 2024 yılında sorunların devam etmesi durumunda sektörde umut kalmadığını belirttiler. ATB 5’nci Meslek Komitesi Üyesi Adnan İlgeç, “2023 Yılı hayvancılık sektöründe girdi maliyetleri, finansmana erişim, ithalata bağımlılıkla mücadeleyle geçti. Bu yılki derdimiz enflasyonla mücadeleydi. Bu yılda aynısını bekliyorum. Ben biraz karamsarım, hayvancılık sektörü açısından geleceği iyi görmüyorum. Enflasyon oranında, döviz bazında ve ithalata bağımlı kalınırsa hayvancılık sektöründe umut yok. Bu nedenle de fiyatların daha da yükseleceğini düşünüyorum” derken, ATB 5’nci Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Mert Sönmez, “2023 Yılı hayvancılık açısından zorlu bir yıl oldu. Piyasadaki belirsizlikler artış ve azalışlar piyasadaki iş düştü. İthalatta baskılanmaya çalışıldığı için hayvancılık sektöründe düzensizlikler yaşandı. 2024 yılında temennimiz daha iyi geçmesidir. Bütün sektörlerde olduğu gibi bizim sektörümüzde de işçi sıkıntıları ve finansmana ulaşımda zorluk yaşadık” şeklinde konuştu. ATB Meclis Üyesi Mustafa Cahit Sönmez ise “Hayvancılıkta girdilerde artış yaşanıyor, işçi bulmada problem yaşanıyor” dedi. CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, üreticinin sorunlarını şöyle anlatıyor:
“Konuştuğumuz birçok üretici hayvanları kesime göndereceğini söylüyor. Süt ve diğer hayvancılık destekleri yetersiz ve maalesef hayvancılıkla uğraşanlar kaderine terk edilmiş durumda. Maliyetler enflasyon, faiz ve dolarla artarken gelirler lira olarak geriye düşüyor. 1995 yılında 6 dana sattığımda bir traktör alabiliyordum. Traktörü aldığım zaman da 5 yıl kredi ile aldım, 8 ayda borcunu kapatabildim. Şimdi 10 dana sattığımda sadece bir taksitini ödeyemem. Kullanabileceğim bir traktör bugün 1 milyon lira. Elimdeki hayvanın en iyisini satmaya kalksam bugün 15 bin lira eder. 300 kiloluk 10 dana satsam traktör alma şansım yok. Elimdeki bütün hayvanı satsam bir traktör alamam. Yem 330 lira oldu. Sadece yemde değil bütün giderlerde sorun var. Hayvanı satayım desem yedirdiğim yemi karşılamıyor. Eskiden 1 litre süte 1,5 kg yem alıyorduk şimdi alamıyoruz. Süte prim veriyorlar güya. 15 kuruştu şimdi 1 lira oldu. Ama ne zaman ödeyecekler, geriye dönük mü ödeyecekler bilmiyoruz. O para da benim elime geçene kadar değeri 10 kuruş olacak. Geçen yıl 47 hayvanım vardı. Şimdi 29 hayvanım var. Her ay bir hayvanım masrafa gidiyor. Bir kamyon saman alıyorum. Geçen ay 1750 TL’den aldım bu ay 2 bin lira vereceğim. Önümüzdeki ay ne olur onu da bilmiyoruz. Benim ekecek arazim yok mu? Samanımı karşılayacak arazim yok mu? Var. Ama mazotu gübreyi alıp ekemiyorum. Taban gübresini attım ama üst gübreyi atamadım. Bu hayvanlara bakamadığımda da kesime gidecek. Süt fiyatları artmadıkça bizim bu maliyetleri karşılamamız mümkün değil. Ancak süt 12 lira olursa biz bu işi devam ettirebiliriz."