Merhaba,

Sizlere bu yazımda tarihin en büyük tanıklarından biri olan, kutsal zeytin ağacını anlatmak istiyorum. Bu uzun ömürlü ağacımız eğer kötülerin elinde yok edilmezse 1000 yıla kadar yaşama şansına sahip bir bilge. 7 ya da 8 yaşlarında altın değerindeki meyvelerini vermeye başlayan zeytin ağacı 35’li yaşlarında en verimli yıllarına başlıyor.

İlk olarak Samiler tarafından ıslah çalışması yapılan zeytin yetiştiriciliği M.Ö. 4000’lere kadar uzanıyor. Hatta ilk Grek ve Roma yazıtlarında barışın ve birlikteliğin ebedi simgesi olduğuna değinilmiş bu muhteşem bitkinin.

Bugün bütün dünya ülkelerinde farklı isimlerle söylenen OIL kelimesi eski Yunanca’da zeytin ağacı anlamına gelen ELEIA kelimesinden türemiş. Zeytin üreticiliğinin ilk insanlarla birlikte başladığı düşünülerek “ zeytin bütün ağaçların ilkidir “ denilmiş.

Tanrı Zeus’un çocukları Artemis ve Apollon zeytinlikte doğmuşlar. Ayrıca bu dönemde ölen kişi sayısı kadar zeytin ağacı dikildiği, bize kalan tarihi notlarda. Bütün kutsal kitaplarda zeytin ağacı, adaletin, bilgeliğin, zaferin, bolluğun ve bereketin sembolü olarak kabul edilmiş.

Mitoloji ve botanikte adı “Ölümsüz Ağaç“ olarak anılan zeytinin, İlyada Destanı’nda şair Homeros tarafından ölümsüzlüğünü şöyle anlatır: “Ben herkese aitim ve kimseye ait değilim, sen gelmeden önce de buradaydım, sen gittikten sonra da burada olacağım

Yunan mitolojisine göre zeytin ağacı, bilgelik tanrıçası Athena ile deniz tanrısı Poseidon arasındaki bir yarışma sonucu oluşur. Hikâyeye göre Poseidon ve Athena, Kekrops’un kurduğu kente kendi adlarının verilmesini ister. Zeus ise hangi tanrı ya da tanrıça insanlığa daha elverişli ve daha faydalı bir iş yaparsa kurulan kente onun adının verileceğini söyler. Poseidon üç dişli yabasıyla bir kayaya vurur vurmaz su fışkırır ve azgın bir at çıkar. Athena ise mızrağıyla kayaya vurur ve dalları meyvelerle dolu bir zeytin ağacı oluşur. Hikaye bu ya…

Antik Yunan’da yedi bilgeden biri kabul edilen Solon’un koyduğu kanunlar arasında zeytin ağacı kesenlere ağır cezalar uygulandığı yer alır. “Devlet malı veya özel mülkiyet farkı olmaksızın, zeytin ağacını kesen veya deviren herkes mahkemede yargılanacaktır. Eğer suçlu bulunurlarsa idam edilmek suretiyle cezalandırılacaklardır” (Aristotales Atina Anayasası). Bu yasa dünyada ilk zeytin ağacı koruma yasasıdır.

Eski Mısır uygarlığında ise zeytin ağacının M.Ö. 1600’lerde Nil Deltasında ekilmeye başlandığı ileri sürülür. Mısır inançları Mısırlıların zeytinyağı üretmeyi Yunanlılardan ve Filistinlilerden çok daha önce bildiğini öne sürer. Hikâyeye göre bundan 6.000 yıl önce tanrıça İsis, Mısırlılara zeytin ağacı yetiştirmeyi ve ürünlerinden faydalanmayı öğretir. M.Ö. 2500 yılında inşa edilen Sakkara Piramiti’nin duvarlarında zeytin sıkma işlemini anlatan figürlerin bulunması ve Hayfa’da yapılan kazılarda zeytin değirmeninin ortaya çıkarılması bu inançları destekler niteliktedir.

Zeytine ait birçok hikaye var. Tüm tarih zeytini tanıyor ve onu bilgeliğin sembolü ilan etmiş. Düşününce oldukça mantıklı bu bilgelik ünvanı, çünkü zeytin beynimizin ve kemiklerimizin gelişmesini sağlayan bir besin. Ve içerdiği yüksek demir oranı sayesinde anemi hastalığına yakalanmayı önlüyor.

Günümüzde hemen herkesin sorunu haline gelen kolesterol ile mücadele eden bu müthiş bitki aslında gerçek altın. Tarihin anayasalarında yer aldığı gibi her kim bir zeytin ağacı yakar, keserse mahkemelerde yargılanmalı gerçekten.

Dünyada iklim krizi çığlıkları yükselirken başımıza ne gelecek bilmeden yaşıyoruz. Suyumuz, gıdamız yok oluyor yavaş yavaş. Etrafımızda savaş tamtamları çalarken, ekonomik sıkıntılar içinde kıvranırken aman dikkat edin kendinize. Ne yapın edin zeytin ağaçlarını koruyun ve beslenmenizde yer verin. Çünkü akıllı bir nesle ihtiyacımız var.

Her değişime ayak uyduran doğanın bilgeliği ve sanatın ışığında yeniden görüşene dek sağlıkla ve sevgiyle…