Sevgili okurlarım, bugün size Kars ile ilgili farklı yıllarda ancak aynı günlerde gerçekleşen iki olayı anlatmak istedim. Bir şehir düşünün ki özgürlüğünü kazandığı günle felaketi yaşadığı gün aynı olsun.
Kars Muharebesi, 30 Ekim 1920’de Ankara Hükûmeti ile Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti arasında yapılan savaştır. Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir komutasındaki Türk Ordusu’nun Kars‘ı geri almasıyla sonuçlanmıştır. Keşiflerden ve alınan haberlere göre, Ermeni birliklerinin sayıca üstün oldukları anlaşıldı. Ermeniler, Kars’ı kale gibi savunmak yerine mevcut istihkâmlardan yararlanarak bir sahra savaşı vermeye karar verdiler. Ermeniler sağlam mevzilerde bulunmaları ve sayıca üstün olmalarına rağmen, Türk birliklerinin moralleri yüksekti. Kâzım Karabekir ise elindeki zayıf kuvvetlerle Kars‘ı doğudan kuşatmak ile cesurca bir karar verdi. Karabekir, 21 Ekim 1920’de gönderdiği bir şifresinde “Iğdır mıntıkasına iki alayın geldiği yönünde” haberler yayarak Ermenilerin dikkatini yanlış yöne çekmeye çalıştı. 12. Tümen Borlukdağı-Hacıhalil köyü hattını ve 9. Kafkas Tümeni Yahniler-Vezinköy hattını tutmak üzere harekât başladı. 30 Ekim’de yapılan genel taarruz ile Ermenilerin bir kısmı Vezinköy’ün kuzeydoğusuna çekildi ve bir kısmı da Kars yönünde kaçtı ve Kars zapt edildi. Ermeni birlikleri yüksek kayıplar verdiler. Türk tarafında ise zayiat düşüktü. Kars’tan kuzeye ve kuzeydoğuya giden yollar 9. Kafkas Tümeni tarafından daha uzun süreli tutulsaydı, Ermenilerin hemen hepsi esir olabilirdi. Ermeniler Kars’ı boşaltıp Gümrü istikametinde çekildiler. 31 Ekim’de Kâzım Karabekir Kars‘ı ele geçirmesi dolayısıyla ferikliğe (Korgeneral) terfi edildi.
MUHAREBE SONRASI
Kars muharebesi sonrası Ermeni birliklerin tamamen etkisiz hale getirilebilmesi ve alınacak silah ve cephanenin Batı cephesinde gerekli olduğu için harekâtın aralıksız devam etmesi gerektiği savunuldu. Harekâtın uzatılması için, Kars-Erivan yönü veya Kars-Gümrü yönü ileri sürüldü. Birinci seçenek hemen ve kesin bir darbe gösterebilirdi fakat bu yönde yolların bozuk olması gıda maddelerinin gönderilmesinde zorluk çıkarabilirdi. İkinci seçenekte ise sonuç gecikse bile harekât emin sonuca ulaşabilirdi. Erkân-ı Harbiye Başkanlığı Kâzım Karabekir’e onay verdi ve böylece Doğu Cephesi birlikleri 5 Kasım 1920’de Kars’tan ileriye doğru harekete geçti.
FELAKET GÜNÜ
1983 Erzurum Depremi, 30 Ekim 1983’te, Erzurum ve çevresinde büyük hasara ve önemli ölçüde can kaybına neden olan yer sarsıntısı. Büyüklüğü 6,9 Ms olan bu depremde 1.155 kişi ölmüş, 537 kişi yaralanmış, 3.241 konut ağır, 3 bin konut orta ve 4 bin konut hafif hasar görmüş, 30 bini aşkın hayvan telef olmuştur. Makrosismik hasar değerlendirmelerine göre depremin dış merkezi, Muratbağı Kızlarkale Köyü çevresinde yer almıştır. Erzurum-Kars depreminin oluştuğu alan Türkiye’nin birinci derece tehlikeli deprem bölgesidir. Horasan-Narman ilçeleri arasındaki alanı kapsayan deprem bölgesi, çoğunlukla genç kırıklarla (fay) belirlenen alüvyon düzlükleriyle parçalanmış, yüksekliği 1.750-2.500 m arasında değişen engebeli bir topoğrafyaya sahiptir. Genellikle ayrışmış olan volkanik kayaçlar ile zayıf tutturulmuş ya da hiç tutturulmamış kırıntılar, bölgede canlı yer kaymalarına elverişli zemini oluşturur. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzeyinde yer alan bu bölgede özellikle kuzeydoğu-güneybatı ve kuzeybatı-güneydoğu gidişli doğrusal hatların varlığı göze çarpmaktadır. Deprem bölgesinde, depreme bağlı olarak boyları onlarca metreden birkaç kilometreye kadar değişen, genellikle kuzeydoğu-güneybatı gidişli, birbiriyle bağlantısız aralıklı ve basamaklı çok sayıda yarık gelişmiştir.