Antalya Ticaret Borsası (ATB) Nisan ayı olağan meclis toplantısı gerçekleştirildi. Meclis ATB Başkanı Ali Çandır’ın başkanlığında yapıldı. Tarımın başkenti Antalya’da yaşanan mali sıkıntılara değinen Başkan Çandır, “Seçim artık geride kaldı. Şimdi ekonomik yapımızı istikrara ve sağlıklı bir bünyeye kavuşturmak için çalışma zamanı. Ekonomi ve iş dünyası; bir taraftan aşırı yükselmeye devam eden maliyet yükleriyle baş etmeye çalışırken diğer taraftan da gün geçtikçe reel olarak zayıflayan hasıla sorunlarını çözmeye çalışmaktadır. Doğal olarak bu durum, sürdürülebilir ve sağlıklı bir yapıdan bizi uzaklaştırmaktadır. Bu yıl kentimizde nispi olarak erken açılan ve hareketli olan bir turizm sezonu başlangıcı söz konusudur. Ancak bunun kentimiz ekonomisine yansıması oldukça zayıf kalmıştır. Çünkü yıl başlangıcı olarak gördüğümüz ilk çeyrek verileri kentimiz için geçmiş yıl ortalamalarının altında kalmıştır” ifadelerine yer verdi.

324C8782 04D5 4A20 B1Ab 1E0B1A036080

ANTALYA TÜRKİYE’NİN ALTINDA KALDI

Bütün sektörlerin ihracatlarında düşüş yaşandığını söyleyen Başkan Çandır, “Örneğin yılın ilk çeyreğinde kurulan şirket sayısı geçen yıl ilk çeyrekte geçen yıl %32 artarken bu yılın ilk çeyreğinde % -30’dan fazla azalmıştır. Ülke ortalamasında ise %5’lik artış yaşanmıştır. Kapanan şirkette ise ülke ortalamasına yakın bir artış eğilimi söz konusu olmuştur. Aynı dönemde protestolu senetlerde ülke genelinde %148’lik artışa karşılık kentimizde %243’lük artış yaşanmıştır. Karşılıksız çek tutarında ise makas daha da açılmış ve ülke genelindeki %264’lük artışa karşılık kentimizde %564’lük rekor bir artış yaşanmıştır.  Ticari hayatın hareketliliğine bir gösterge olarak baktığımız çekle işlem tutarında ise ülke genelindeki %65’lik artışa karşılık kentimizde ancak %53’lük bir artış yaşanabilmiştir. Halbuki 2023 yılının ilk çeyreğinde kentimizde %118’lik artış yaşanmış ve ülke ortalamasından %50 fazla olmuştu. Yine ticari hayatın hareketliliğine bir gösterge olarak baktığımız kredilerde de kentimiz ilk çeyrek rakamları, ülke genelinin altında artmıştır. Sektörel kredilerde bizi yakından ilgilendiren tarımsal krediler, dönemsel olarak ülkede %80 artarken kentimizde %58 artabilmiştir. Aslında geçen yıl da sektörümüz için benzer bir düşüklük söz konusuydu” dedi.

0466Ce6C 23B9 41Bd 8Fa1 4477300C9Bb2

‘Ticaret hacmindeki ve kredilerdeki büyümelerinin genel olarak ilan edilen enflasyonun altında kalması, aslında reel olarak bir büyüme ile karşı karşıya olmadığımızı göstermektedir’ diyen Başkan Çandır, şu sözlere yer verdi:

“Bu durum da sürdürülebilir ve sağlıklı bir ilerleyişin önünde esaslı bir engel olmuştur. Yılın ilk çeyreğindeki ihracat performansımız da geçen yılın altında kalmıştır. 2023 yılı ilk çeyreğinde toplam ihracatımız %10’a, yaş meyve sebze ihracatımız %33’e ve hububat ihracatımız %50’ye yakın ihracat artışı ile ülke ortalamasının çok üzerinde gerçekleşmişti. Bu yılın ilk çeyreğinde ise toplam ihracatımız % -1’den, yaş meyve sebze ihracatımız % -12’den ve hububat ihracatımız % -5’ten fazla azalarak ülke ortalamasının çok altında kalmıştır. Önümüzdeki aylarda ihracatta daha fazla düşüş yaşamamak için ihracat konusuna bir an önce odaklanmalıyız.

A36Eda0F 3Dde 4Bb7 86F0 Dd53558C3A9B

AŞIRI YÜKSEK ENFLASYON

Geçtiğimiz aylarda sıkça dile getirdiğim gibi yaşadığımız aşırı yüksek enflasyon, her şeyin dengesini, istikrarını ve sağlıklı işleyişini kökten bozmaktadır. Bu bozulmalar sadece rakamlardan ibaret değildir. Duygularımızı ve bekleyişlerimizi de bozmaktadır. Yani enflasyon, bütün kötülüklerin anasıdır.

Hepimizi yakından ilgilendiren son yansıması da enflasyon muhasebesi uygulamasıdır. Borçları ve alacakları dışarıda tutan bu uygulama, zayıf sermayeli şirketlerimiz üzerinde fiktif yüksek karlar yaratacaktır. Doğal olarak da yüksek vergi matrahları üretecektir.

5C0Ff436 D5D3 40B3 9377 D345A5855614

Bir de bu uygulamanın 3’er aylık dönemlere yayılması, ticaretin ve üretimin dışında ağır bir vergi yükü yaratacaktır. Politika üreticileri ve karar vericileri acilen bu uygulamayı yıllık dönemlere çevirmeye davet etmekteyiz. Böylece hiç olmazsa yılsonu gerçekleşmiş rakamlar üzerinden uygulamayı yapmak, daha rasyonel bir zemin oluşturacaktır. Diğer taraftan iş dünyamız faaliyetlerinin önemli bir bölümünü borçlar ve alacaklar üzerinde yürütmektedir. Borçsuz ve alacaksız bir üretim sistemi, düşünülemez. Bu faaliyetler de bir vade yapısıyla işlemektedir.

Bu gerçekleri uygulama dışında bırakmak, özellikle alacaklarından çok borçları olan kesimler için fiktif karlar üretecektir. Bu da belirttiğim gibi zayıf sermayeli şirketler başta olmak üzere bazı firmalarımızın vergi ödeme de daha da zorlanacağı gerçeğini ortaya çıkarmaktadır.”

Muhabir: STAJYER MUHABİR SİBEL YEŞİL