Ülke adeta Teksas’a döndü. Yaşananlar akıllara durgunluk veriyor. Ankara'da sahiplendiği hayvanları evine getiren doktorun onları öldürdüğü ortaya çıktı.
Okumuş adam dersiniz. Ancak 29 köpeği sahiplenip öldürmüş. Bunun yanı sıra birde Muratpaşa’da eski bir polis sokak ortasında köpeğe 3 el ateş açarak, öldürdü. Kanunun, adaletin olmadığı ülkemizde hayvanlara yapılan bu saldırı zaman içerisinde insanlara da yönlenir diye düşünüyorum. Bu tehlikenin farkında değiliz. Hayvanseverler, duyarlı insanlar konuya tepkilerini göstermesine rağmen yetkililer adeta üç maymunu oynuyor. Hoş zamanında yetkililerin sokak köpekleri için söylediklerini unutmadık. Bu söylemlerin yansımalarını görmeye başladık. Birinin buna dur demesi gerek. Hayvanseverler geçtiğimiz gün adliyenin önünde eski polis memuru ile ilgili açıklamada bulundu. Hayvanseverler şu sözlere yer verdi;
“Türkiye’nin dört bir yanından belediyelerin mevcut yasaya dahi aykırı yöntemlerle yaşlı, hasta, yavru demeden köpekleri topladığı, toplamalar sırasında anestezik madde nedeniyle ölümler yaşandığı, hayvanların boğma tasmalarla yerlerde sürüklendiği, yetkisiz kişiler tarafından toplamalar yapıldığı, hayvanların acı çeken, hissedebilen canlılar olduğu görmezden gelinerek bir eşya gibi belediye araçlarına atıldığı, bazı hayvanların ölüm çukurlarına baygınken gömülüp boğularak öldürüldüğü, bazılarının poşetlere sarılıp mahalle aralarındaki çöp konteynerlerına atıldığı, bu ihlallerden güç alan bazı insanların da kedi ve köpekleri zehirlediği, ateşli silahlarla vurduğu, bıçakladığı, astığı gibi çok sayıda ihbar ve görüntüler toplumda infial yaratmaktadır. Antalya’da bu görevini yerine getirmek adına toplanmamış; ancak yasa değişikliği sonrasında 19.02.2025 tarihinde “hayvanların toplanması ve barınaktan sahiplenilebilecek hayvan sayısına sınırlama getirilmesi” gibi gündem maddeleriyle toplanmıştır. Toplantı ilgili yönetmelik uyarınca usulüne uygun olarak yürütülmemiş, gündem maddeleri üzerinden alınan kararlar okunmamış ve oylanmamış, zaman zaman söz istememize rağmen mikrofon verilmeyerek söz hakkımız kısıtlanmış, bazı gündem maddelerine ilişkin değerlendirmelerimiz dinlenmemiştir. Alınan kararlara karşı şerhlerimiz yazılı olarak sunulmuş olup; usulüne uygun yapılmamış toplantı ve şerh düştüğümüz kararların iptaline ilişkin Baro Başkanlığımız tarafından dava açılmıştır.” Artık biri dur desin. Ne oldu bize de bu kadar insanlıktan çıktık? Yaşananlar akıllara durgunluk veriyor. Biz Müslüman bir ülkeyiz. Bu hiçbir dine sığmaz.