Her geçen gün sayısız trafik kazası yaşanan ülkemizde yine akıllara durgunluk veren bir trafik kazası olayı var. Olay, geçtiğimiz yıl ocak ayında meydana geldi.

Aslında sadece kazanın yaşanma sebebi değil sonrasındaki süreç de 'yok artık' dedirtecek türden… Antalya'da 'sosyal medya fenomeni' olarak tanınan 22 yaşındaki Furkan Yiğit, alkollü bir şekilde araç kullanıyor ve ışık ihlali yapıyor. 130 kilometre hızla giden alkollü sosyal medya fenomeni, Bilal Şişik ve Yusuf Kılıç'ın bulunduğu motosiklete çarpıyor. Olay yerinde yaralanmalarına sebep olduğu insanlara yardım etmek, ambulans çağırmak yerine kaçıp giden sürücüye mahkemeye çıkarılıncaya kadar ev hapsi cezası verildi. Olayın ilginç yanı ise alkollü bir şekilde son derece hızlı araç kullanarak 2 kişinin yaralanmasına sebep olan bu şahsın yaşadığı olaydan ders çıkarmak yerine ev hapsi cezasını da ihlal etmesi. Kazada yaralanan iki kişi mağdur oldukları için, vücutlarında kırıklar olduğu için hastanede yatarken olaya sebep olan sürücü sadece 4 gün evde kalmaya dayanabilmiş…

1,5 yıl boyunca sonuçlanması beklenen mahkemede geçen ay karar alındı. Alınan karara göre alkollü bir şekilde, 130 kilometre hızla araç kullanan, kırmızı ışıkta geçen ve verilen ev hapsi cezasını ihlal eden sürücüye verilen ceza sadece 1 yıl 8 ay oldu. Üstelik cezada Furkan Yiğit’in geleceği üzerindeki olası etkileri lehine indirim nedeni sayılarak 6’da 1 oranında indirim yapıldı. Peki, 'sürücünün geleceği üzerindeki olası etkileri' düşünülerek verilen bu kararda kazada ağır yaralanan 2 kişinin maddi manevi kayıplarının, psikolojik durumlarının, yaşadıkları acıların, travmaların gelecekleri üzerindeki olası etkileri ne olacak?

Kazada ağır yaralanan Bilal Şişik yaşadığı travmayı "Kaburgalarım, elmacık kemiğim kırıldı. Mahkeme 1,5 yılda sonuçlandı. İnsan canının ne kadar ucuz olduğunu anladık. 1 ay kadar iş yerim kapalı kaldı. Çektiğim ağrılar nedeniyle hırçınlaştım" sözleriyle ifade ederken Şişik'in abisi de "1,5 yıl oldu bu olay yaşanalı. Üzerimizde etkisi hala sürüyor. Çok büyük üzüntüler yaşadık. Mahkemenin verdiği bu karar vicdanımızı soğutmadı. Vicdanım rahat değil. Bu kişi hala ehliyetsiz araç kullanıyor. Vicdanım buna el vermiyor. Başka birisinin de canını yakabilir. Hiçbir pişmanlığı yok bu kişinin, hala aynı yaşamına devam ediyor. Hakkımızı nasıl arayacağız bilmiyoruz. Bu kişi dışarıda olmamalı" dedi. Hem mağdur olup hem mahkemelerde aylarca, yıllarca sürünen ve sonuç olarak içlerini soğutacak bir karar verilmemesi bu mağdur insanları da suça sürüklemiyor mu? Bir yandan olaya karışan ve insanlara zarar veren şahısların bütün ömürlerini etkilemeyecek şekilde karar verilmeye çalışılıyor ama bir yandan da bu kadar ele avuca sığmayacak, mağdur insanların içini rahatlatmayacak cezalar verilmesi insanların kendi haklarını aramalarına yol açıyor. Mahkemenin verdiği kararı kabul etmeyerek kendi hesabını kendi gören insanlarla doldu ülkemiz…