Bir hafta önce Sivas’ta 10 üzerinden 1 puanlık bile oynayamayan Antalyaspor’un, 1 hafta sonra eksik kadroyla Konyaspor karşısındaki futbolu ve daha önemlisi aldığı galibiyet çok anlamlı oldu.
Sezonun sonu yaklaşıyor ve bazı maçlarda futbolun hiç önemi olmaz. Üstelik Sivas maçındaki ‘performans felaketi’nden sonra Konya maçında çok da fazla oyun beklentisi yok, sadece 3 puan isteniyordu.
İdeal kadrodan kaleci Kenan Piric ve sol bek Güray Vural yok, en önemli hamle oyuncusu Adolfo Gaich de cezalıydı. Rakip Konya’nın son haftalardaki performansı ise takdir edilecek cinstendi.
Maçtan önce iki şehirde oluşan gergin beklenti atmosferi ateşledi. Bilet fiyatlarının 7 TL olması tribünleri doldurdu. Hatta Antalyaspor taraftarının bu sezon en çok ilgi gösterip 90 dakika susmadan destek verdiği tek maç oldu diyebiliriz. Antalyaspor taraftarı, ortalama olarak sayı ve etkinlik anlamda bu seviyeyi tuttursa, takımın her yıl 5-6 puan fazlası olur. Taraftarı bu maç için alkışlayarak hakkını verelim.
Böyle bir maçta kalite belki düşüktü ancak iki takımın da mücadelesi üst seviyedeydi. Özellikle orta sahadaki eşleşmeler dikkat çekici, hücum gücü sınırlı olan takımların gol arayışları takdire şayandı. 90 dakika boyunca daha etkili oynayan ve galibiyete yakın olan taraf kesinlikle Konyaspor’du. Penaltı kaçırdılar, filelere giren 2 topları ofsayt olduğu için gol değeri kaçırmadı, 3-4 net pozisyonda da Antalyaspor’un genç kalecisi Abdullah kalesinde devleşti. Antalyaspor ise Samudio ve Veysel ile 2 net fırsat yakalamasına rağmen golü bulamadı. Ancak Konyaspor savunmasının çıkarken Thalisson’a kaptırdığı topun, Sam Larsson’un sihirli ayağında Safouri’yi pas olarak değer kazanması, İsrailli futbolcunun da topu kontrolü, ceza alanına girişi ve fileleri görmesi her şeye bedeldi. Konyasporlu futbolcuların oyunun büyük bölümünde yapamadıklarını, Larsson-Safouri ikilisi 62. dakikada gerçekleştirerek kalite farkını ortaya koyup 3 puanı takımlarına kazandırdı.
Antalyaspor-Konyaspor maçı, atanın kazanacağı bir müsabaka görünümündeydi, öyle de oldu.
Bu maçın ardından Antalyaspor için sezon bitmiştir. Alt sıralarla temasını tamamen kesen Antalyaspor, oynanacak 4 maçta, puan ve sıralama için sahaya çıkacak. Futbolcular gelecek yıl transfer yapmak ve daha iyi kariyer için ter dökecek. Emre Belözoğlu da, Başakşehir ve Ankaragücü’nde gösterdiği kötü teknik adamlık performansını unutturmaya çalışacak.
Konyaspor maçıyla ilgili dikkatimi çeken birkaç konu var. Hakemlerin Anadolu takımlarını küçümsemesi gerçekten çok iğreti duruyor. Cihan Aydın bir takım aleyhine hata yapmadı, iki takımı da katletti ve maçın temposunu o kadar düşürmeye çalıştı ki, tüm tribünleri isyan etti. Maçın ardından hem Recep Uçar, hem Emre Belözoğlu saha içi ile ilgili tek eleştirilerini hakeme yaptılar. Bu tür hakemlerin performanslarını kim değerlendiriyor bilmiyorum ancak Yaşar Kemal Uğurlu ve Mete Kalkavan gibi hakemlerin gitmelerine sevinirken aynı yolda giden isimleri görmek insanı üzüyor.
Konyasporlu iki futbolcu 90 dakika boyunca dikkatimi çekti. Kramer, güçlü fiziği ile ön plana çıkıyor. Çok faul yapıyor ve rakibe saygı sınırlarını zorlayan müdahalelerde bulunuyor. İlk yarıda Antalyasporlu 3 futbolcuyu sakatladı ancak 90 dakikayı sarı kart bile görmeden tamamladı.
Takım kaptanı Guilherme’yi ilk kez bu kadar futbola yakışmayan hareket içinde gördüm. Bu maçta ‘Çirkef futbolcu’ deyimi tam olarak kendisine yakıştı. İkili mücadelelerde rakibine yaptığı sportmenlikle çok alakası olmayan fauller, taç çizgisine yaklaştığı pozisyonlarda tribünleri tahrik etmesi, tahrik olan taraftara dönüp, ‘Bana yabancı madde atın’ dercesine el-kol hareketleri yapmasını çok yadırgadım. 3 kez tribünlere hareket yapmasına rağmen sahadaki 4 hakemin de bunu görüp cezalandırmaması da ayrı bir rezaletti.
Olumlu ve olumsuz yönleriyle 90 dakikayı 3 puanla tamamlayan Antalyaspor için sezon bitmiştir. Bu takımı bir şekilde finanse ederek dağıtmadan sezonu tamamlayan yönetimi de, Alex’in hatalarını tekrarlamadan hakeden oyuncuya forma veren Emre Belözoğlu ve ekibini de, potansiyelleri belli olmasına rağmen eforlarını sonuna kadar zorlayan Kaptan Veysel Sarı ve arkadaşlarını da tebrik ederim.