Napolyon Bonapart’ı tanımayan yoktur. Napolyon dünyanın gelmiş geçmiş en önemli asker ve liderlerinden birisi. 14 Eylül ise tarihte bir başka öneme sahip. 14 Eylül 1812’de Fransa İmparatoru Napolyon, ordularının başında büyük bir yangının sürdüğü Moskova’ya girdi. Napolyon’un Rusya seferi, 24 Haziran 1812 tarihinde Napolyon Bonapart‘ın Büyük Ordusunun Rus ordusuyla savaşıp yenmesi için Neman Nehri‘ni geçmesiyle başladı. Napolyon’un emeli Çar I. Aleksandr’ı Britanyalı tacirlerle ticaret yapmayı durdurma zorunluluğunda bırakmak ve böylece Birleşik Krallık’ı savaşı sonlandırmaya itmekti. Resmî olarak verilen sebepse Polonya’yı Rus tehdidinden korumaktı. Bu doğrultuda, Polonyalıların desteğini kazanmak ve savaşı gerekçelendirmek adına Napolyon savaşa “İkinci Polonya Savaşı” adını verdi. Büyük Ordu, 300 bini Fransa topraklarında yetişmiş askerlerden olmak üzere 680 bin askerden oluşan çok büyük bir orduydu. Batı Rusya topraklarına giden Napolyon, Rus ordusunu savaşmaya zorladı. Bu süreçte çok sayıda küçük çaplı çatışmadan ve Smolensk Muharebesi’nden galip çıktı. Napolyon bu muharebenin Rusya’daki yürüyüşü sonlandıracağını umsa da Rus ordusu Smolensk şehri yanarken savaştan kaçtı, Rusya içlerine doğru çekilme devam etti. Bunun üzerine Napolyon ordusu ile Rus birliklerini kovaladı. Rus ordusu çekildikçe Kazaklar köyleri, kasabaları, ekinleri yakmakla görevlendirildi. Bu yakıp yıkma politikasının amacı Fransız birliklerinin topraklardan faydalanarak erzak edinmesini engellemekti. Politikalar Fransızlara sürpriz ve rahatsızlık verici oldu, zira Fransızlar Rusların kendi topraklarını yakıp yıkma ve kendi halkına zarar verme iradelerine anlam vermekte zorlanıyordu. Bu durum Fransız birliklerini sahada büyük bir orduyu besleyemeyecek bir ikmal sistemine zorladı. Açlık ve mahrumiyetle boğuşan Fransız askerleri geceleri ordularından ayrılıp yiyecek aradı. Bu askerler sıkça Kazaklar tarafından ele geçirildi veya öldürüldü.

Rus ordusu neredeyse üç ay geri çekildi. Devamlı toprak kaybından endişelenen Rus asilzadeleri çardan Rus ordusu komutanlığı Mareşal Barclay de Tolly’yi görevden almasını istedi. Bu isteği yerine getiren I. Aleksandr, ordunun başına Mihail Kutuzov‘u geçirdi. Bununla beraber, Kutuzov iki hafta boyunca halefinin geri çekilme uygulamasını devam ettirdi.

7 Eylül günü Fransız ordusu Moskova’nın 110 km kadar batısında, Borodino kasabası yakınlarında cephe almış Rus ordusunu yakaladı. Bunun ardından gerçekleşen muharebe, Napolyon Savaşları’nın en kanlı günü oldu 250 bin askerden fazla savaştı, 70 binden fazla asker öldü veya yaralandı. Zafer kazanan Fransız ordusu, binlerce asker ve 49 yüksek rütbeli subay kaybetti. Rus ordusu ertesi gün sıyrılıp kaçmayı başarınca Napolyon kesin zaferi kazanamadı.

Napolyon bir hafta sonra Moskova’ya girdi. Burada şehri teslim edecek bir heyet tarafından karşılanmadı, şehrin valisi Fyodor Rostopçin önemli noktaların ateşe verilmesini emretti. Bu noktada Aleksandr’ın teslim olmasını beklese de bu gerçekleşmedi, bir ay boyunca kötüleşen şartlar altında Moskova’da kaldıktan sonra Kaluga’ya doğru çekilmek zorunda kaldı. Rus ordusunun kazandığı muharebelerin ardından dağılan Fransız ordusu, 14 Aralık 1812’de Rusya’yı terk etti.