Başlık: “İki Fetih, Bir Şehir: Antalya’da Selçuklu Mührü”
Antalya’nın Selçuklu hakimiyetine geçişi, basit bir fetihle değil, sancılı bir süreçle gerçekleşti. Bugün Kaleiçi'nde surların izini sürenler, bu fırtınalı dönemin sessiz tanıklarıyla karşılaşır.
İlk Girişim: 1182
Antalya, II. Kılıç Arslan zamanında 1182 yılında ilk kez kuşatıldı. Ancak bu kuşatma başarıya ulaşamadı ve şehir Bizanslıların elinde kaldı. Akdeniz’in en değerli limanlarından biri olan Antalya, o dönem hâlâ Bizans’ın güneydeki dayanak noktalarından biriydi.
1207: I. Gıyaseddin Keyhüsrev ve İlk Büyük Fetih
1207 yılında Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev, Antalya’yı üç aşamalı bir kuşatma süreciyle fethetti. Bu fetih, Selçuklular için Akdeniz’e açılan ilk gerçek kapı oldu. Surlar mancınıklarla dövüldü, sipahiler surlara dayandı ve nihayet kale kapıları açıldı.
1211: İsyan ve Kaybedilen Şehir
Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev’in ölümünden sonra Antalya’da büyük bir isyan patladı. Yerli Hristiyan halk, Selçuklu yöneticilerini ve askerlerini hedef alarak şehri yeniden ele geçirdi. Bu isyan, yalnızca bir kalkışma değil, Selçuklular için ciddi bir kayıptı.
1216: I. İzzettin Keykavus ve Kalıcı Fetih
Sultan I. İzzettin Keykavus, Sinop’un fethinden sonra 1216 yılında Antalya’ya yöneldi. Kuşatma sırasında, Hristiyan halk Kıbrıs’tan yardım istedi. Ancak Selçuklu ordusu şehre hızla girerek direnişi kırdı.
Bu ikinci fetihten sonra Antalya’da yeni bir düzen kuruldu:
- Hristiyan halk iç surların dışına çıkarıldı.
- İç surla dış sur arasına güvenlik kapısı inşa edildi.
- Özellikle geçmişteki isyan cuma namazı sırasında çıktığı için, her cuma vakti bu kapı kapatılmaya başlandı.
Bu uygulama öyle kalıcı oldu ki, 1970’lere kadar Kaleiçi’nde Balık Pazarı yakınlarında bu gelenek devam etti.
Bir Limandan Bir Devlete Açılan Kapı
1216’dan sonra Antalya, Akdeniz’in doğu sahillerinde Türk-İslam kültürünün bir vitrini oldu. Selçuklu sultanları, bu kıymetli limandan denize açıldılar; kervan yolları, ticaret hanları ve medreselerle şehri yeni baştan kurdular.
Bugün Kaleiçi sokaklarında yürürken karşımıza çıkan her taş, Antalya'nın bu uzun ve sancılı fetih hikâyesinin sessiz bir tanığıdır.
Kaynakça / Dipnot:
- Zülbiye Sevgili Polat – Ömer Zaimoğlu, Antalya’nın Selçuklu Fetihleri Üzerine Bir İnceleme (2019)
- İbn Bibi, Selçukname
- Antalya Müzesi Arkeoloji Bölümü Belgeleri
- Antalya Büyükşehir Belediyesi Yayınları (Tarih İçinde Antalya)