Her gün acaba bugün nerde, hangi kadın nasıl öldürüldü düşüncesi az çok herkesin aklına geliyordur.

Kadın cinayetleri o kadar yaşandı ki haberlerdeki kadın cinayetlerini görmek, insanlar sanki hissizleşmeye başladı. 'Bu böyle devam eder, arkası kesilmez' gibi cümlelerle gerekli önlemlerin alınmadığı ve alınmayacağı kabullenilmiş gibi adeta.

Bir de sığınma evleri meselesi var. Fiziksel, psikolojik şiddet gören kadınların kendini mecburen hapsettiği ama sanki çok güzel bir projeymiş gibi gösterilen kadın esaret evleri... Madem amaç kadını ve çocuklarını ona zarar veren kocasından, sevgilisinden, babasından, kardeşinden korumak o zaman neden kadını koruyoruz adı altında kadına hapis hayatı yaşatılıyor?

Çözüm aranıyorsa eğer, nasıl bir vatandaş belediyeyi arayıp bu kediyi, köpeği buradan alın dediğinde o hayvanı doğasından alıp barınak adı altındaki ve hepsi olmasa da genellikle bakımsız, aç, susuz, sevgisiz bırakıldıkları yerlere kapatıyorsunuz o zaman kadın zarar gördüğünde de kadını sığınma evine değil, ona zarar veren erkeği onlara özel yapılan bir alana koyun!

Erkek zarar veriyor ama kadın özgürlüğünü kaybediyor ve bu güzel bir uygulamaymış gibi kadın sığınma evleri reklamları yapılıyor.

Üstelik kadın sığınma evlerine girebilmek için ayrı, evde kalabilmek için ayrı şartlar var. Mesela telefonla konuşma yasağı, yetkiliden izin almadan dışarı çıkamama, ziyaretçi kabul edilmemesi vb. bütün bunların kadını korumak adına yapıldığını savunmak yerine insanlar gibi duygularıyla değil hayvanlar gibi içgüdüleriyle hareket eden saldırgan erkekler için bir proje hazırlayın ve bu yasakları onlara uygulayın.