Bir önceki yazımda Kemal Derviş dönemini anlatacağımı söylemiştim. Önce ekonomik ortam nasıldı kısa bir özet yapayım…
1999 Depremi, kötü yönetilen koalisyon hükümeti (DSP-MHP-ANAP), banka skandalları ve denetimsiz mali sistem Türkiye’yi kırılgan hale getirmişti.2000 yılında başlatılan IMF destekli sabit kur rejimi başarısız oldu.19 Şubat 2001’deki anayasa krizi ile siyasi güvensizlik ekonomik paniğe dönüştü. Türk Lirası %40’tan fazla değer kaybetti, borsa çöktü, faizler fırladı ve Krizin ardından Başbakan Bülent Ecevit, ekonomiyi toparlamak için dışarıdan güçlü ve bağımsız bir figürü davet etti. Bu figür Kemal Derviş’ti.
Kimdi Kemal Derviş; 1949, İstanbul’da doğdu. London School of Economics mezunu ve ardından Princeton Üniversitesi'nde doktora yaptı.1977’den itibaren Dünya Bankası’nda çeşitli görevlerde bulunmuş. 1996–2001 arasında Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı yapmış, Uluslararası saygınlığı olan, teknokrat bir iktisatçı olarak tanınan bir figür.
Kemal Derviş Mart 2001’de Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak göreve başladı. Böylece Türkiye Ekonomisinde de Derviş dönemi başlamış oldu. Peki, ekonomide nasıl bir yol izledi hemen onu da aktarayım. Kabinedeki diğer bakanlara kıyasla olağanüstü geniş yetkiler verildi. IMF ve Dünya Bankası ile doğrudan ilişkiler kurdu. Güçlü bir reform programı uygulaması için siyasi destek aldı.
Bu dönemde, 20’den fazla banka tasfiye edildi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) etkinleştirildi. Devlet bankalarının görev zararları sonlandırıldı. Ziraat ve Halk Bankası yeniden yapılandırıldı. Kamu harcamaları kısıtlandı. KİT’lerin (Kamu İktisadi Teşebbüsleri) zararı azaltıldı. Tarım destekleri daha şeffaf hale getirildi (Doğrudan Gelir Desteği modeli başladı). Merkez Bankası bağımsızlığı sağlandı (2001). Yeni Bankacılık Yasası, Kamu İhale Yasası, Telekom Yasası çıkarıldı. Sabit kur terk edildi. Dalgalı kur rejimine geçildi. Dünya bankasındaki tanınmış kişiliği ile kolayca IMF ile 3 yıllık 19 milyar dolarlık stand-by anlaşması yaptı. Dünya Bankası’ndan ve diğer finansal kurumlardan da ek kaynak sağladı. Böylece, Enflasyon düştü: %70’lerden %30’lara indi. Faizler geriledi. Ekonomi 2002’de yeniden büyümeye geçti. Bankacılık sistemi güçlendi. Türkiye’nin IMF ve yabancı yatırımcılar nezdindeki güvenilirliği arttı. Getirdiği program, 2000’li yıllardaki büyüme sürecinin altyapısını oluşturdu, özellikle AKP iktidarının ilk yıllarındaki ekonomik başarıda büyük rol oynadı.
Ama İşsizlik arttı. Orta sınıf ve dar gelirli kesim krizden sert etkilendi. Reformların siyasi maliyeti yüksek oldu: Koalisyon hükümeti yıprandı. Kemal Derviş, hükümetin yeterince reformist davranmadığını düşünerek siyasete yöneldi.
Kemal Derviş, 2002’de DSP’den istifa etti, CHP’ye katıldı. 2002 seçimlerinde CHP’den İstanbul milletvekili seçildi. Ancak CHP içinde aktif rol almadı, kısa süre sonra siyasetten çekildi. 2005’te Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı oldu.
2004 yılı döviz kuruna gelince 1 ABD Dolar ı= 1.342.100,00TL oldu. (Tabi bu yine paramızdan sıfır atılmadan önceki haliyle.)
Peki, Kemal Derviş sonrası siyaset ve ekonomi de neler oldu derseniz.
2002 Erken Seçimleri ve Siyasi Değişim iki binli yıllara damga vurdu. AKP iktidara geldi ve hala iktidarda kalmayı başarmış durumda.
Tarih: Kasım 2002… Ekonomik kriz ve koalisyon hükümetine duyulan güvensizlik erken seçimleri getirdi. AKP tek başına iktidara geldi. Mecliste muhalefet olarak sadece CHP kaldı. Geleneksel merkez sağ ve sol partiler (ANAP, DYP, DSP vs.) baraj altında kaldı. Halk koalisyon hükümetlerine artık güvenemez olmuştu.
Ya sonra… AKP 2002’de iktidara geldiğinde Kemal Derviş’in oluşturduğu ekonomi programı büyük oranda devam ettirildi. Bu süreklilik Türkiye ekonomisinin istikrar kazanmasında etkili oldu. Ali Babacan, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak Derviş’in politikalarını benimsedi. Merkez Bankası bağımsızlığı, mali disiplin, dalgalı kur rejimi gibi temel ilkeler sürdürüldü. IMF ile olan stand-by programları devam etti (2005'e kadar). Bankacılık sistemi sağlamlaştığı için 2008 küresel krizinden görece az etkilendi. Enflasyon 2002 yılında yani AKP iktidara geldiğinde enflasyon %29.7di. 2007 yılında ise enflasyon %8.4 kadar düşmüştü.
Bu arada paramızın başına en büyük değişim geldi. Artık eski Türk Lirası yok oldu ve YTL sahneye çıktı. Paramızdan 0’lar atıldı.
Bundan sonrasını da bir sonraki yazıya bırakalım.