Antalya, deniziyle, güneşiyle, tarihiyle Türkiye’nin gözde tatil merkezlerinden biri. Her yıl milyonlarca turist akın akın gelir bu güzel kente.
Ne yazık ki Antalya’da yaşayan ya da Türkiye’nin başka illerinden gelen yerli halk için tatil yapmak, artık bir hayalden ibaret oldu. Otel fiyatları öylesine yükseldi ki, bir ailenin bir haftalık tatil yapması, bir yıllık birikimini de geçiyor…
Eskiden insanlar Antalya’ya gelir, ailece uygun fiyatlı pansiyonlarda kalır, sahile inip denize girerdi. Şimdi ise sahillerin birçoğu otellere ait, ücretsiz halk plajları ya azaldı ya da bakımsız durumda. Otellerin kişi başı gecelik fiyatları binlerce lirayı buluyor. Bu durum, dar gelirli vatandaşın bu güzelliklerden yararlanmasını neredeyse imkânsız hale getiriyor.
Özellikle yaz aylarında Antalya’nın merkezinde ya da sahil ilçelerinde kiralar fahiş şekilde artıyor. Yerli turist, bırakın oteli, bir apart daire kiralayacak olsa bütçesini aşıyor. Üstelik sadece konaklama değil, yeme içme, ulaşım, deniz aktiviteleri gibi temel giderler de el yakıyor. Birçok kişi artık tatil planı bile yapmıyor.
Antalyalı vatandaşlar ise en büyük mağduriyeti yaşıyor. Kendi yaşadıkları şehirde denize girmek için otellerin arkasından dolanmak zorunda kalıyorlar. Bazı plajlara giriş ücretleri, bir asgari ücretlinin günlük gelirine denk geliyor. Tatilcilerin rahatı için yapılan düzenlemeler, şehrin kendi halkını dışlar hale geldi.
Birçok aile çocuklarını denize götüremiyor. Oysa ki bir çocuk için deniz, güneş ve kumsal en güzel anıların mekânıdır. Ancak bu anılar, artık yalnızca turist çocuklarına ait. Yerli halk ise sıcakta işine gidip gelirken uzaktan izliyor denizi. Tatil, sadece ekranlarda görülen bir lüks olmuş durumda.
Devletin ve yerel yönetimlerin bu konuda bir düzenleme yapması gerekiyor. Halk plajlarının sayısı artırılmalı, girişler ücretsiz olmalı ve temel ihtiyaçlar uygun fiyatlarla sağlanmalı. Antalya sadece turistlerin değil, aynı zamanda burada yaşayan halkın da şehri olmalı. Herkesin bu doğal güzelliklerden eşit şekilde faydalanma hakkı var.
Yerli halk, turizm gelirinden pay alamadığı gibi, bu yoğunluk yüzünden trafik, kalabalık ve gürültü gibi olumsuzluklarla baş başa kalıyor. Otellerin ihtiyacı için yapılan altyapı çalışmaları, yerleşim yerlerinde su kesintilerine bile neden olabiliyor. Yani tatil, birilerine eğlence olurken bir başkası için çileye dönüşüyor.
Eskiden “memleketim Antalya, her yer tatil” diyen insanlar artık bu sözleri üzülerek söylüyor. Çünkü denize girmek, ailece bir gün geçirmek bile büyük bir lüks haline geldi. Otellerin arka sokaklarına sıkışmış halk plajlarında, kalabalık içinde yer bulmaya çalışmak tatil sayılmıyor. Bu da insanda umutsuzluk yaratıyor.
Antalya, sadece parası olanlar için değil, herkes için bir tatil cenneti olmalı. Bu şehirde doğan, büyüyen, çalışan insanlar da huzurlu bir tatili hak ediyor. Sosyal devlet anlayışı gereği, tatil herkesin ulaşabileceği bir ihtiyaç olarak görülmeli. Aksi halde “turizm kenti” unvanı, sadece tabelalarda kalır.
Antalya’da tatil yapmak yerli halk için giderek zorlaşıyor. Otellerin yüksek fiyatları, sahillerin özelleştirilmesi ve temel ihtiyaçların pahalılaşması yüzünden insanlar ya memleketine dönüyor ya da evinde oturmayı tercih ediyor. Oysaki tatil, herkesin hakkı. Antalya da herkesin olmalı.