Daha öncelerinde susuzluktan bahsetmişimdir diye düşünüyorum. Antalya doğal güzellikleri, tarihi yapıları ile bir cennet gibi olsa da görünmeyen bir yüzü daha var küresel iklim krizinin getirdiği susuzluk.
Antalya’nın birçok su altı ve üstü kaynağı yavaş yavaş kuruyor. Bu durum yakında içme suyuna duyulan ihtiyacın artacağını gösteriyor. Antalya’da sürekli artan betonlaşma, yeşil alanların azlığı gibi konular bize Türkiye’nin en güzel şehrinin yok olduğunun göstergesi. Yeşil alanlar imara açılıyor, sulak bölgeler kurutuluyor.
Antalya’da yaşayanlar olarak sevgili okurlar bir şeyler yapmamız gerekiyor. Bu tür şeylere ‘dur’ dememiz gerekiyor. Susuzluk hiçbir şeye benzemez, tüm canlıların suya ihtiyacı var. Su olmadan var olamayız. Su yaşamdır, su medeniyettir. Su biterse biz de biteriz.
Televizyonlarda barajların doluluk oranları gösteriliyor. Su seviyeleri birçok barajda kritik seviyelere ulaşmış durumda, Antalya’da son yıllar da yağmayan o yağışlar da bu susuzluğa etki ediyor. Su olmadan yaşam olmuyor işte…
Hatırlıyorum bundan on yıl kadar önce gök gürültülü sağanaklar oluyordu, şimdi ise o yağışlardan eser yok. Kar yağmıyor tepeler önceki gibi o soğuklar yok, kışı yaz gibi geçirdik. Çok az soğuk oldu, yağmur deseniz hak getire…
Susuz kalmamalıyız. Kalırsak olacakları düşünün;
Ağaçlar kurur
Hayvanların sayısı azalır
İnsanlar göç etmeye başlayacak
Ekonomi bitecek
Turizm bitecek
Tarım bitecek
Yaşam giderek azalacak. Çöle dönmeden tüm yetkililer bir an önce müdahale etmeliyiz.